Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Psikolojik Köleler!
Allen Carr yıllar boyunca sigara içti, sonra bir kliniğe gittiğinde ona kendisinin bağımlı olduğu için sigara içtiği söylendi. Allen o an şok oldu. Bağımlı olması demek keyif ve desteğin olmaması demekti. Bütün bunların bir efsane olması demekti. Allen bunu fark ettiği an, son kez sigarasını içti ve bir daha sigara içme arzusuna karşı koymak yerine böyle bir arzu hissetmemeye başladı. Bu yöntemi genişletip dünya çapındaki kliniklerini açtı ve milyonlarca insanın kurtulmasına yardım etti. Yöntem kesinlikle reklam yapmaz. İsmini duymama ihtimaliniz yüksek. Zira buradaki kitabı bile yeterince okunmamış, oysa bazı insanlar bu yöntemle bıraktıklarında o kadar minnete geliyor ki gidip çocuğunun adını “Emre” koyuyor (Allen Carr Türkiye kurucusu). Ben bir sigara bağımlısı değilim. O halde neden bu kitabı okuyorum? Bu sorunun cevabını açıklamadan önce kendimize özgür diyen bağımlı beyinlerimizi bir sorgulayalım. Telefon, insan, uyuşturucu, alkol, sevgi, gösteriş… Bağımlılıklar denince akla hep maddeler gelir. Doğa ve insanlar…İnsan olarak birçok şeye bağımlıyız. Yoksunluk çekmeler, onsuz yaşayamamalar, fiziksel hisler, telefon elinden alındığında ağlayan bir çocuk, sosyal medyaya girmeden duramayan bir kız, kibrini tatmin etmeden rahat edemeyen bir çalışan… Hepimiz bir şeylere bağlıyız ama bu bir seçimdir. Ama bağımlı olmak! Bu bir seçim değil, bir tuzaktır. Sosyal medyada, şekerde, ünlülerde ve nicelerin de… Ahmet Tanpınar; “İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.” der. Sigaraya kimse istediği için başlamaz. Bu büyük bir yanılgıdır. Devlet kampanyalarının hepsinde veya sigara içen bir yakını uyarırken hep bu sözler söylenir; “İçme bak ölürsün”, “Sigara öldürür”, “Sigara akciğer kanseri yapar”. Bunları bağımlımız daha en baştan itibaren bilmektedir ve bunlar bırakmasını sağlamaz ki bunları bilerek bağımlı olmuştur. Bir tane almıştır ve kafasında “bir taneden bir şey olmaz” düşüncesi vardır. Öksürükler ve hırıltılar… İğrenç bir şeydir. Güven, ego ve kibir devreye girer. “Böyle iğrenç bir şeye… ben… bağımlı olacağım… yok sende…” Çoktan bağımlı olmuştur. Bağımlılığın aşamalarındaki en zor kısım bağımlı olduğunu kabul etmektir. Döngü şöyle işler; 1-Bir kereden bir şey olmaz 2-Arada içiyorum 3-Keyif ve zevk veriyor 4-Sadece alışkanlık 5-Bırakamıyorum 6-Daha bıraksam ne olur 7-Öluyorum. O uzatılan bir paket. Sigaranın bu kadar zararlı olmasına rağmen içilmesinin nedeni nedir? Bu zarar değmeli değil mi? Asla değmez, sigara vadettiği şeyi asla vermez. Dışarıdan bağımlı olmayan biri, sigara içen birine baktığında bu kadar zülüm çeken birinin sigara içmesi için müthiş bir kazanım elde etmesi gerektiğini düşünür, oysa durum tam tersidir. Bağımlı olmuştur ve bırakamaz, kazanım falan yoktur. Sigarayı bırakırken hep sağlık risklerinden korkarız. Ya da paramız yetmez. Herkes bizi aşağılar. Ama sigarayı bunlar bıraktırmaz. Bu neden kaynaklanır? Allen Carr olaya doğru taraftan bakmayı başarmıştır. Mesele bunlar değil, mesele ne kazandığımızdır. Sigara içen biri, böbrekleri hatta bacaklarına bile değecek bir şey kazandığını sanır. Bunu doğa, keyif yanılgısı ve dopamin oyunu olarak paketler. VE karşınızda doğanın, endüstrinin ve insanların kurduğu büyük tuzak; NİKOTİN TUZAĞI. Keyif yanılsaması garip bir olayıdır. Sigara içen bir şey kazandığını sanır. Vücut ötesinde neler olduğuna bakalım. İlk içilen sigara berbat olmuştur, bu su götürmez bir gerçek. Bir saniye! Öncesinde bir şeye temas etmeliyiz ama: İmgeler ve ünlüler… Sigara, ekranda hep havalı ve karizmatik olarak görülmüştür. Büyümenin kısa yoludur. Ekranda stres anında, canı sıkılırken, konsantre olmak için hep pipo içen bir imge… İnsanlar içmeden dahi sigaranın müthiş bir şey olması gerektiğine inanmıştır. Kimin bağımlı olduğuysa sadece değişik faktörlere bağlıdır. İçmeyenler dahi buna değecek bir şey olması gerektiğini düşünür. Sigara içenler bu konuda sizi daha zorlar. Buna değmesi gerektiğini düşünürler. Sigara + 18 bir üründür. 18 yaşından büyük hissetmenin kısa bir yoludur ki gençlerin birçoğu belki de bu yüzden tuzağa düşmüştür. Her sigara içen ünlü, başkasından sorumludur. Kendimizi umursayarak veya “sadece ben içiyorum sanane” diyerek içtiğimiz sigaralar diğer herkesin başlamasından sorumludur. Zira sigara firmaları reklam yapamaz. Böyle imgelerle yüklü beyin ilk sigarayı almada şüphede olsa da (çünkü bir yandan da ne kadar zararlı olduğunu biliyordur- insan dışında hiç canlı nikotine yanaşmaz.) merakı galip gelir. Vücudun buna tepkisi keyifsel değildir tam tersi zehir olarak görür ama beyin önceden aldığı imgelerle buna bağımlı olmayacağını düşünür. Çoktan bağımlı olmuştur bile. Peki başta sorduğum soru, ne demeye çalışıyorum? İnsanlık tarihinde kendi eliyle özgürlüğünü bu kadar rahat satan başka bir nesil yoktur herhalde! Özgürlük… Neydi bu kavram? Hani insanların birbirini öldürdüğü, bağımsızlık uğruna kanların döküldüğü kavram. Bunca olaydan sonra kendi elimizle kendimizi bağımlılıklara vermemiz…ama bir saniye … kendi elimizle dedim değil mi? Buda bir kandırmaca oluyor. Kendimizin tek suçu bunu bırakmamak, kimse kendi eliyle bağımlı olmaz. Bunu asla istemeyiz. Bağımlı olanların tek düşüncesi, ileride bir gün bırakacağıdır ama o gün asla gelmez. Ta ki ölüm dışında… Durup bir kendimize bakalım. Kendimize nasıl özgür diyeceğiz. Elimizden alınacak olsa yaşayamayacağımız şeyler var hepimizin. Hangimiz kendi isteğimizle seçimlerimizi yapıyoruz? Kölelik uzun süre önce kalktı ama bu sefer devam eden kölelik: PSİKOLOJİK KÖLELİK! Yemek Sektörü, Bankalar, İnsanlar, Televizyon, Medya… Bizi bizden başka kimse düşünmez. Bu insanların tek düşündüğü doğamızda olan kusurları bulup bizi ömür boyu köle etmektir. Ki bunun yolunu çok iyi öğrenmişlerdir. Dopamin, nöratransmitterler, beyinin keşfedilmesi, bilimin gelişmesi… Ne kadar da insanlık için faydalı buluşlar oldu değil mi? Kitap 4 günde sigarayı nasıl bırakabileceğinizi sıra dışı bir yöntemle anlatır. Bildiklerinizi unutun! Şok tedavilerini unutun. Sigara içmeniz gerekmez, gene de okuyun. Allen Carr bu yöntemin diğer birçok alanda da bizi bağımlılıklarımızdan kurtaracağını anlamış ve o alanlara da yönelmiştir. Öyle ya , aşkının peşinde nefes alamayan bir aşık sevdiğine bağlı mıdır bağımlı mı? Kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum. Sigarayı veya bağımlılıkları bıraktığımızda gelecek o özgürlük hissi ile... Kötü bir şeyden kurtulmanın neşesiyle vardığımız o keyfi betimleyen ve özgürlüğü anlatan bir alıntı ile..: “Parlak gün ışığına çıkıp esintiyi yanaklarında hissettikleri anda bir an için ellerini gözlerine siper ederler. En sonunda gözlerini kısmayı bırakıp açarlar ve özgürlüklerini algılarlar.”
4 Günde Sigarayı Kafanda Bitir
4 Günde Sigarayı Kafanda BitirAllen Carr · Butik Yayınları · 201971 okunma
·
283 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.