Gönderi

Felsefe ve Aşk
"Gerçekten ussalı, mantıksalı ilke edinen filozoflar, duygusal ve irrasyoneldir diyerek, aşk fenomenini bir kenara bırakıp ona gereken önemi vermemişler, onu felsefi söylemin dışında mı bırakmışlardır? Her şeyden önce felsefe, pek çok felsefe tarihçisinin de tanıklık ettiği gibi, ussal bir yaklaşımla, varlığı anlama çabası olarak ortaya çıkmışsa ve varlıklar dünyasının en önemli unsurlarından birisi de insansa, felsefenin ve dolayısıyla insanın felsefesini yapan filozofun, aşk denen fenomeni görmezden gelmesini ve onu ıskalamasını beklemek boşunadır. Boşunadır; çünkü filozof, diğer insanlar gibi bir fenomen olarak aşkı kendi içinde yaşamakta, varlığına bir anlam bulma ve kendini tanım çabasına yöneldiğinde ya da insanı felsefenin nesnesi kıldığında, aklın yanında duyguları ve tutkularıyla da yüzleşmektedir. Bu, filozofun insan olarak kendisini aynı zamanda bir bilgi nesnesi olaeak konumlandırışının, kendi üzerinde refleksif bir biçimde düşünmesinin, bilincini kendine doğru, içine doğru kıvırışının zorunlu bir sonucudur."
Sayfa 19 - Bilim ve Gelecek KitaplığıKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Muhammed Çağrıl TAŞTAN