Gönderi

288 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 7 days
Toz bulutu kalkardı yollarından Çerkezköy'ün , hafif bir yel esse...  Birkaç eşya ile göç yollarına düşüren neydi insanları ? Daha iyi bir hayat mı ya da yaşamakta olduğu hayatın artık onlara yetersiz gelmesi mi ? İnsanı  evine , toprağına bağlayan kökü ailedir her zaman . Yeter ki hayattan aldığı darbeleri göğüslerken ardında sağlam bir yuvası olsun insanın . Yaralar sarılır, onarılır . Yeri gelir bunu  bir kardeş sararıp sarmalar yeri gelir ana baba . Düştüğünde elini tutacak bir sevdiği hayat yoldaşı varsa yanında yıkamaz artık hiçbir şey o insanı . Çerkezköy yollarına düşüren neydi peki Halil ve Havva'sını ? Yaşadıkları hayatı yetersiz bulup daha iyi şartlarda daha iyi bir yaşam bulma değildi elbet . Askerlikte yaşadığı ağır travma ile yüzleşmeye çalışan Halil bununla yaşamaya henüz alışamamışken aile içerisinde sorunların birden patlak vermesi doğduğu topraklarda artık yaşamasının bir anlamının kalmadığını göstermiştir . Uğradığı haksızlıklar karşısında babasından hiç destek görmediği gibi , anne sevgisi ve merhametinden de mahrum kalıp kardeş ihanetiyle de yüzleşince  içinde oluşan boşluk intikam ateşini iyice körüklemiştir . Helal yollardan kazanması gereken yaşamı yanlış insan ve yanlış işlerle elde etme çabası hayat arkadaşının onun yanında yer almaması ile onu bir yıkama doğru  sürüklemiştir . Halil ne kadar yükselmeye doğru gitsede içindeki Halil'in yıkımı bir o kadar düşüşe doğru yol almaktadır . Bu hikayede ayçiçeği tarlaları nerede diyen okuyucular varsa o da Halil'in kendi dünyasındaki huzur dolu mutlu  günleri temsil ediyor bence. Göç ettiği yerlerde yeni yapılanmalarla yeni yaşamlar kurulurken içindeki ayçiçeği tarlaları hayat arkadaşı gibi onunla bağını keserek kentleşme projesi adı altında birer beton yığınına dönüşmeye başlıyor . Üzerinde emanet duran yeni hayatı artık ona iyice ağır gelmeye başlayınca kendi ile sürekli bir sorgulama dönemine giren Halil için artık mal , mülk , para , zenginlik bir anlam ifade etmiyor .  Eski çekingen, ürkek, mahçup bir Halil'in yerini alan ruhsuz ,  acımasız bambaşka bir Halil olmak istemiyor artık .  Hayattan , ailesinden ,  karşısına çıkan engellerden intikamını almış kazanan bir Halil olmuştu . Neyin karşılığında feda etmişti bütün bunları elde edebilmek için . Yaşama sevinci, ayçiçeği tarlaları en önemlisi Havva'sı yoktu artık . Hiçbir insan kötü olmak için gelmez bu dünyaya zayıf yerden uğradığı her hüsran onu bir adım daha yaklaştırır kötülüğe tutunacak bir dalı yoksa eğer . Halil özünü buluyor mu ? "Sen benim sarayımsın... Gönül köşkümsün " dediği Havva ' sına kavuşabiliyor mu peki ? bunu merak eden okurlara ise kitabı okumalarını tavsiye ederim . Hayri bey , Anadolu insanının yaşadığı zorluklar karşısında verdiği mücadeleyi tüm gerçekliğiyle okuyucuya sunuyor . Çağdaş edebiyatımıza eserleriyle destek olan yazarımızın tadı damağımızda kalan kitap incelememi Halil 'in Havva'ya olan sevdasına hitaben söylediği bir sözle bitirmek istiyorum : " Gözlerine nazar boncukları takılı sevdam .  Ayçiçeği saçlarında , avuç içlerimi suladığım , biricik karım. Parmak uçlarının dokunuşlarıyla , dudaklarının tenime değişleriyle can bulduğum , sabahlarımın güneşi , gecelerimin ay ışığı ,  sevgilim . "
Ayçiçeği Tarlalarına Beton Dökülürken
Ayçiçeği Tarlalarına Beton Dökülürken
Hayri Varol
Hayri Varol
Ayçiçeği Tarlalarına Beton Dökülürken
Ayçiçeği Tarlalarına Beton DökülürkenHayri Varol · Dorlion Yayınevi · 202113 okunma
··
203 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.