Gönderi

Kardeşim yufka yürekli ve merhametliydi ama onu birkaç kez Ramazan ayında sokakta bir şeyler yerken, sigara içerken veya kız arkadaşını öperken gördüğü bazı insanları döverken görmüştüm. Örgütte lider konumunda olmama rağmen zor kullanılmasına -özellikle sivillere karşı- karşıydım. Metin'i ve arkadaşlarını ahlak polisi gibi davranarak insanları taciz ettikleri için birkaç kez azarlayıp eleştirmiştim. Bir süreliğine söylediklerimi ciddiye alıyorlar, ama sırtımı döner dönmez, özellikle Ankara'ya geri dönünce maço tavırlarına devam ediyorlardı. O zamanlar Kuran'a göre bir İslam anlayışım yoktu; zihnim dini yasakları ve kuralları uygulamakta zora başvurmayı ve şiddeti yücelten hadis, sünnet ve mezhep hukuku tarafından kirletilmişti. Fıtratımla dini dogmalarım arasında bir gerilim vardı. Örneğin; aşağıdaki hadis ilk başta gayet makul görünebilir: "Aranızdan kim bir fenalık, kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, eğer bunu yapamıyorsa o zaman diliyle düzeltmeye çalışsın, bunu da yapamazsa o zaman kalbinde bunu saklasın. Ve bu üçüncü kısım, kalbinde tutması imanın en zayıf kısmıdır." Sünniler bu hadisin doğruluğunu sorgulamaz. Şiilerin de benzer dini talimatları vardır. Onun için hikmetini sorgulamayı bile akıl edemezler. Biraz kritik düşünme, bu hadisin insanlar arasına kendi ahlak versiyonlarını zor kullanarak kabul ettiren milyonlarca firavunluğun ortaya çıkmasından sorumlu olan en kötü dini talimatlardan biri ol duğunu ve hoşgörüsüz ve zalim bir topluma neden olduğunu açığa çıkartır. Sadece müdahalenin sırasına dikkat edin. İlk olarak sorunu araştırmak ve tartışmak, yanlış yapanı eğitmek veya gerçeği öğrenmek yerine Sünniler, fiziksel müdahalenin doğru olduğunu düşünürler. Bu kitabın ilerleyen bölümlerinden birinde sizinle Tahran sokaklarında yaşadıklarımı paylaşacağım; yukarıdaki talimatı uygulayanların insanlığını nasıl kaybettiğine kendi gözlerimle tanık oldum. Sünni bir gençlik lideri olarak baskıcı ve zalim uygulamalara karşı çıkacak teolojik delillerim ve zihin berraklığım yoktu. Ama yine de mantığım biraz olsun çalışıyordu, vicdanıma ihanet etmemiştim ve fıtratımın yani yaratılışımın bir parçası hâlâ bu dini dogmalar tarafından bozulmamış durumdaydı.
Sayfa 191 - Ozan Yayıncılık / 5 - Akıncılar: Bir İslamcı Militanın Tutku Dolu GünleriKitabı okudu
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.