Bu kitabı kesinlikle okumanız gerekiyor.Çocukluktan beri okul okumanın iyi yerlere gelmek için yeterli olduğunu zannederdim eğer iyi bir liseye gidersem iyi bir üniversite okurum iyi bir üniversite okursam entellektüel kişilerin arasında olurum hem maddi bir gelir hem de öğrenme ihtiyacımı karşılayacak bir çevre edinirim şeklinde sarsılmaz bir düşünce yapım vardı ta ki üniversiteyi bitirene kadar.Ilk önce aldığım dersleri sorguladım neden bu dersler diye mezun oluncada sistemi sorguladım çünkü hiç okul okumamış insan benim patronum olmuştu okul okumamasında da sıkıntı yoktu aslında asıl sıkıntı beynindeydi ölmeyecekmiş gibi paraya değer veriyodu sadece o değil çevremdeki herkes ben zaten topluma uyum sağlayan bir insan değildim ama toplumun değer yargılarıyla benim değer yargılarımın artik kesinlikle uyuşmadığını fark ettim ben herşeyi sorgulardım çevrem ise her duruma uyum sağlayan kör ve sağır insanlardı.Egitimi, siyaseti,dini herşeyi sorgulardım hala da öyle.Bu sorgulama bazı şeyleri öğrenmeme neden oldu bu öğrenmede herşey hakkında beni hayal kırıklığına uğrattı.Bilen bir beyin mutlu olamaz çünkü bu o andan itibaren hissettiğim herşeyin gelip geçici olduğunu bunca zahmete bu dünyanın değmeyeceğini bu para hırsının boş bir uğraş olduğunu anlamıştım.Hayatimi idame ettirecek kadar kazanmalıyım diye düşündüm hala da öyle düşünürüm.Bu noktaya kadar kendimi çoğunlukla Martın Eden'e benzettim ama ondan ayrıldığım keskin bir çizgi varki o kendisini kusursuz sayıyor çevresindeki herşeyi kusurlu olarak görüyor halbuki o da bir insan ve zaafları var.İşte bu yüzden çevresindeki herkesi affetmeliydi çünkü affetmek ruhtaki yükleri kaldırır çünkü affetmek aslında kendininde insan olduğunu ve zayıflıklarının olabileceğini insana hatırlatır.İnsan muhakkak nankör bir varlıktır bu ayan beyan ortada ama insan şunu unutmamalıdır ki kendiside insandır.

Martin EdenJack London · Koridor Yayıncılık · 202093,2bin okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merdümgiriz