Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
“Bir yıl içinde kadınlarla ilgili kaç kitap yazıldığına dair herhangi bir fikriniz var mı? Bunlardan kaçının erkekler tarafından yazıldığına dair herhangi bir fikriniz var mı?” Uzun bir süredir kitaplığımda olmasına rağmen elime alıp da tamamlayamadığım kitabı bu iki gün içinde bitirebildim. Akıcı olduğunu, rahatça ilerlediğini belirttikten sonra kesinlikle sakin kafayla okunması gereken bir kitap olduğunu söylemek isterim çünkü Woolf, her sayfada sizi farklı bir başlık altında düşünmeye, toplumun alışılmış bakış açısını ve bana kalırsa en önemlisi kendinize olan tutumunuzu sorgulamaya itiyor. En başta yaptığım alıntı, aslında kitapta sorulmuş en önemli sorulardan biri. Woolf'un kitapta da öngördüğü gibi günümüzde kadınlar farklı alanlarda etkinlik gösterip çalışıyor olsa da çok öncesinden beri süregelen ataerkilliğin altında hala ezilmektedir. Evet, şimdi olduğu gibi geçmişte de erkeklerin üzerinde yaratılan beklentiden kaynaklı baskı yadsınamaz ve kadınların bu bastırılmışlığının sebebi olarak onları görüp öfkeyi direkt olarak tek bir noktada toplayamayız. O zaman sorun nerede? Virginia Woolf'un da değindiği gibi, insan kendine güveni olmadığı sürece zayıftır ve bakıldığında bu güveni en kolay şekilde diğerlerinin kendinden aşağıda olduğunu düşünerek kazanır. Aslında tam olarak bu üstün görmeden kaynaklanır kadının eve kapatılıp kısıtlanması. Kadın evde olmalıdır, kadının parası kocasınındır, kadın çocuk doğurmakla ve ona bakmakla yükümlüdür ve kadının okuyup yazması, düşüncesini özgür bırakması gülünçtür çünkü bu kadının durması gereken yerin sınırları dışındadır.Kadının kendine ait bir odası bile yoktur. Tüm bu düşünce baskısının yanında bir de maddi olanaksızlık olunca kadından kurmaca veya şiir anlamında nitelikli bir ürün, nitelikliyi geçelim bir ürün ortaya koyması beklenebilir mi? Bahsi geçen yüzyıllarda bu tümüyle deli cesareti bir işken (ki bu cesareti gösterebilmiş birkaç kadın yazarın ismi kitapta geçmekte) hala daha kendine has zorlukları bulundurmakta. Peki bu zorlukları aşma noktasında okların işaret ettiği yine biz kadınlar değil miyiz? Yazar tam bu noktada, yani yaratıcı gücümüzü uyandırıp geliştirmek için korkusuzca hareket etmemiz adına bizi uyandırma noktasında, Shakespeare'in kız kardeşi kurmacasıyla bizi dürtüyor. Beni ciddi anlamda etkilediğini söyleyebileceğim bu kurmaca (ve konuyu öyle güzel özetliyor ki) kendimi ve insanların bakış açılarının sınırlarını, önyargılarını başarmak istediklerim için ne kadar zorlayıp ne kadar zorlamadığımı sorgulamamı sağladı. Sevgili okurlar, bu kitabı kitaplığınızda bulundurun.Eminim ki bir kez elinize aldıktan sonra bitirene kadar bırakmak istemeyeceksiniz ve bu zamana kadar çoğu şeyi nasıl sorgulamadığınıza veya belki de sorgulamanıza rağmen eyleme geçmemiş olmanıza hayret edeceksiniz. Sözlerimi bitirirken eklemek istediğim son birkaç şey daha var: Woolf'un da söylediği gibi sorumluluklarımızı hatırlayalım, daha ruhani ve yüce olalım, gelecek üstünde ne kadar etki sahibi olabileceğimizi unutmayalım. Kendimize ait bir odamız olsun, çalışalım ve zorluklar ne olursa olsun onlara göğüs gerelim.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201737,7bin okunma
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.