Çok teşekkürler Necip, zaten ben de okuma listeme sen okuduğunda eklemişim kitabı, bugünlee nasip oldu ama ancak:) Kendini yenileyen bir kitap olduğu doğru kesinlikle, biraz sıkılıncı olaylar ya da coğrafya değişiyor hemen, böylece sürüklüyor okuyucuyu kitağ, özellikle ilk kısımlarda. Celinin sazı aldığı yerlerde de sorun yok aslında, zaten hangisi Celine hangisi Bardamu çok da anlaşılmıyor aslında:) Galiba benim sorununm Celine'in o tespitlerinin altını tam dolduramaması, ya da belki de uzattıkça uzatması, kısa kesse bazı şeyleri bağlamaya çalışmasa daha kolay akardı sanki o bölümler de, ama yazıda dediim gibi çok da şikayet edilecek bir şey değil, adamın tarzı böyle, dinletiyor da söylediğini.
Yiğit Bener konusunda söyleyebilecek fazla bir şeyim yok açıkçası. Evet zor bir kitap, insanların kendini bağdaştırdıkları bir kitap ve güzel bir çeviri gibi görünüyor kesinlikle. Ama bunu yazanın Celine mi, Yiğit Bener mi olduğu konusunda kuşkularım var kitabın orjinalini okuyamadığım için. Yani çevirmen yazarın önüne geçmiş mi,? Bu şiirde daha çok sorun edilen bir problem ama böyle üslubun önemli olduğu metinlerde de gerçek yazarı tanımak konusunda da sorunlar çıkarabiliyor. Yani demek istediğim bazı çevirmenlerde,- genellikle böyle zor kitaplarda- bir şey gördüğümde, acaba bunu yazar mı demiştir yoksa çevirmen mi eklemiştir diye düşünebiliyorum, işte bu kitapta biraz o hissi aldım ben. Ama ne kadar doğru bilemem.
Ben de fazla aktif değilim bu aralar zaten, bir iki tane inceleme yazdım daha. Senin yorumların ama her zaman - ne kadar uzun olursa olsun (hatta uzunları daha makbul)- değiyor okunmaya her zaman. Seviiniyor insan görünce. Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum ben de.(uzaktan da olsa:) Umarım istediğin gibi geçiyordur hayatın da, çok teşekkürler tekrar yorumun için. Güzel görmek seni, sağlıcakla kal.