Gönderi

48 syf.
·
Not rated
Pinhan
Bir uçurumun sınırında dikilip nihayetinde düşeceğin koyu karanlığa bakmak hiç bu kadar cezbedici olmamıştı değil mi? Hoş geldin. Hafızanın heybesinde yer aç; bundan böyle işin meşakkat yükün bereketli. Acıyan yerlerini yoğurup da içi ağlarken yüzü gülen bir heykelini yapmak vazifen bundan böyle. Gündelik ve olur olmaz zamanlarda, insan içine çıktığında lazım olacak, unutma bunları. Aklına çaktığın acımasız sözlerin çivilerini bir lahza sonra ellerini kanatarak sökeceksin, gündelik bir işmişçesine. O delik deşik aklınla en sonunda hayran hayran bir çift göz süzeceksin, kızma kendine. Hayıflanırken böbürleneceksin, kimsenin uçurumu seninki kadar dipsiz değil diye. Ellerinden mezar yapıp içine uzanma isteği, camdan bir bölmede peryasızca duran bir imdat çekici kadar çekici' gelecek sana. Delirmedin, korkma. “Ama”larla biçakladığın özürler için yara bandı da koy yanına, mühim. Saate ise ihtiyacın yok, artık zamanı çoktan yitirdin. Şirazen şaştıkça kuvvetlenecek ona emanet kuklanın ipleri. Aynı anda hem bir ebed sürsün hem de şimdi şuracıkta bitsin isteyeceksin bu sonsuz kaydırak. Dünyanın en pembe şeker işkencesine; hoş geldin. Şimdi, davetsizce evine giren kum tanelerini ağırlarken, onları zarif bir inciye çevirmeyi ihmal etmeyen misafirperver bir istiridye gibi, gönlüne kaçan kumlardan bir aşk büyüteceksin gizli gizli gövdenin merkezinde. Şanslıysan birden fazla inci sığacak hancı ömrüne. Gelecekler, sonra gidecekler... Bir manzaraya kapanan gözlerin yeniden açıldığında bambaşka bir seyirlik bulacak. Birini diğerine yeğ tutmadan, hepsini ayrı minnetle yapıştırıp saklayacaksın göz kapaklarının içine. Gelecekler ve muhakkak gidecekler... Kalanlar da aynı kalmayacak, değişecek akarken zaman nehrinin içinde. Bir pencereden, gösterileni hiç sorgulamadan ve itirazsız seyreder gibi katlayıp sakladığın o anılar, özenle çektiğin fotoğraflar gibi duracak zihninin çekmecelerinde. Çok önerilmiş ve sürpriz sonlu bir filmi seyreder gibi seyredeceksin kendi filmini. Bazen sikildığında veya işler istediğin gibi gitmediğinde kapatmaya ya da ileri atlamaya çalışmadan, sonunda dönüşeceği şahesere beslediğin umutla, inançla ve sabırla bekleyeceksin. Daha sonra anlayacaksın izlediğin o sahnelerin aslında hangi finallere merdiven olduğunu. Tırmandıkça... Sonra, çok sonra. Gelecekler... Gidecekler... Her gün yeniden tanışacaksın kendinle. Sen; zanaatından emin bir istiridye. Beklenmedik bir anda kalbinin çatlaklarından sızan kumlardan inci yaratan o maharetin elini hiç bırakmayacaksın. Çünkü bileceksin ki, bu zahmetsiz ustalık yaradılışına bir öpücük gibi usulca, daha daha doğmadan konduruluvermiş. Bileceksin ki, kum tanesinden inci yaratan o simya senin içinde.
Mızmız - Sayı 3 (Mart 2021)
Mızmız - Sayı 3 (Mart 2021)Mızmız Dergisi · Mavi Mantar Medya Yayıncılık · 202151 okunma
·
543 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.