Hamamın tam karşısında bir sütçü dükkânı vardı Bu dükkânı kırk beş yaşlarında, kırçıl sakallı, kimsenin etlisinde - sütlüsünde gözü olmayan bir adamcağız işletiyordu. Cılız yapılı bir adam olan bu dükkânın sahibini herkes, asıl adım unutmuş olarak Sütçü İmam diye çağırıyordu. Hac’a da gittiğinden ayrıca ona Hacı İmam da diyorlardı. Sütçü imam, her Allahın günü atının her iki yanına astığı kocaman güğümlerle yakın köylere gidiyor, süt doldurarak getirdiği bu güğümleri boşaltıp yine köylere yollanıyordu. Su katılmamış güzel sütleri ve yağlı yoğurtları kapışıldığından imam, her gün köylere gitmek zorunda kalıyordu. Onun ayrıca bir görevi daha vardı:
karşıdaki küçük camide imamlık da ediyordu. İşte, Sütçü İmam diye adlandırılışın asıl nedeni de buydu.
Sütçü İmam, Fransız askerinin şehre girdiğinin ikinci günü, dükkânda işleriyle uğraşırken sokakta bir gürültü işitti. Karşı hamamdan çıkıp evlerine dönmekte olan üç çarşaflı ve peçeli Türk kadınıyla onların bohçasını taşıyan bir oğlan çocuğu, üç Ermeni askerinin saldırısına uğramıştı. Silâhlı ve süngülü üç kişilik devriye, kadınların hamamdan çıktığını görünce yanlarına sokulmuş ve içlerinden biri kadınlardan birinin peçesini açmak istemişti. Kadınla asker itişip dururken erkek çocuk elindeki bohçayı bir yana fırlatarak hemen askerin bacaklarına bir dalış yapmıştı. Karşı kahvede kâğıt oynayan Maraşlı bir kaç erkek, yerinden fırladığı gibi kadınlarla çocuğun yardımına koşmuştu. İşte, tam bu sırada elinde tabancasıyle sokağa fırlayan Sütçü İmam, tetiğe dokununca kadıncağızın peçesini açmağa çalışan askerin bir çığlık kopararak yere yuvarlandığı görüldü. Sağ kalan iki asker, tabanları kaldırarak karargâha doğru kaçtı.Sütçü İmam, hemen boş güğümlerini atının terkisine attı, kendisi de üstüne atlayarak Ahırdağlan’nın yolunu tuttu.
Sütçü İmam, artık, Maraş’a yapılacak genel Türk saldırısına dek şehre dönmeyecekti. Sütçü İmam’ın, kötü yabancıya ilk kurşunu yapıştırdığı gün tarih olmuştu: 31 ekim 1919.
Sayfa 236 - May Yayınları.