Gönderi

Son-ereğin iyilik olduğu söylenir. İlkin kesin olmayan bir anlatımdır bu. Dinsel form akla gelebilir ve gelmiştir de. Felsefeyle uğraşıyorsak, başkaca saygıdeğer görüşleri çekingenlikten ötürü oldukları yerde bırakacak gibi davranmamalıyız. Dinsel bakış açısına göre, insanın kutsallığı erektir. Bireyler yönünden dinin başlıca ereği budur. Birey kendi kimliğini dinin yaşamını düzenlemesiyle kazanır, ereğine böyle erişir. Ama böyle ele alındığında erek, ruhların kendisinde kurtuluşunu bulduğu genel türden içeriği zaten varsayar. Gelecekle, öteki dünya ile ilgili bir erek olduğu için ruhların kurtuluşuyla bir ilgimiz olmadığı söylenebilir. Ama yine de dünyadaki yaşam öteki dünyanın ereğine hazırlık sayılacaktır. Ancak genellikle bu ayırım öznel yan için geçerliktedir: bireylere kendilerini kurtuluşa götüren şeyi bir araç olarak düşünmekten başka yapacak bir şey kalmamış gibi gözükmektedir. Ama bu hiç de böyle değildir, araç sanılan şey ne olursa olsun mutlak olarak ele alınmalıdır. Din açısından, doğal varlık için olduğu gibi tinsel etkinliğin de ereği tanrıyı övgülemektir. Gerçekte bu, tinin ve tarihin en soylu ereğidir. Tin kendi kendine konu ve nesne yapıp kavramasıyla belirlenir. Ancak bu yoldan o kendisinin ürünü olur, gerçekten bir sonuç olarak ortaya çıkar. Kendini kavramak demek kendini düşünerek kavramak demektir. Ancak bu rastgele, keyfe kalmış, olmasa da olacak belirlenimlerin bilgisi değil, saltığın kavranışıdır. Demek ki tinin ereği saltığın bilinciyle kendisini bilinçlendirmektir, öyle ki, bu bilinç tek bilinç olsun ve tek başına doğru olsun, herşeyin bu bilince göre temellendirilmesi gereksin ve gerçektende temellendirilsin, dünya-tarihine geçmişte ve şimdide egemen olsun. Bu noktayı gerçekten tanımak, tanrıyı saymak ya da doğruya övgülemek demektir. Saltık sön-erek işte budur, doğruluk, doğruluğun övgüsünü kendi yapan güçtür. Tanrıyı sayan bireysel tin kendini sayar, ama bu saygı kendi tikelliğine yönelmiş değildir, fakat tanrıyı saymak için yaptığı herşeyin saltık anlam taşıdığı bilgisine dayanmaktadır. Bu noktada bireysel tin doğruya varır, işi gücü saltıklardır: bu nedenle de kendindedir. Sınırlı tinde ortaya çıkan, kendi özünü sınır olarak bilip düşüncesiyle onun üstüne yükselme çelişkisi burada ortadan kalkar. Doğal ölümün bile burada söyleyecek sözü yoktur. s. 189-190
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.