İç temizliği, yürek temizliği insanı güçlü kılıyor."Sana saatlerce savaşın getirdiği acılardan söz edebilirim ama bu benim daha da fazla üzülmeme neden oluyor. Olabildiğince sakin bir şekilde bu sıkıntıların bitmesini beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Hem Yahudiler hem de Hıristiyanlar beklemedeler, bütün dünya bekliyor. Ve birçoğunun beklediği tek şey, ölüm."
Anne Frank 'ın Hatıra Defteri
Bu incelemeye böyle bir alıntı ile başlamak istemezdim.
Kitabın son sayfasını kapattığımda hissettiğim duygu kırgınlık .. Çok yakınımı kaybettiğim duygusu..
Çok zamandır bekletiyorum bu kitabı okumak için..
Diyordum ki 14 yaşında bir kız ..Biliyoruz ..Hitler zulmünü, Yahudi soykırımını anlatmıştır* şeklinde düşünüyordum.
Ama ilk satırlardan itibaren duygu ve düşüncelerini tüm çıplaklığı anlatması, çarpıcı dili öyle etkisi altına aldı ki beni son sayfayı kapattığımda tıkandım. Ve bir yumru oturdu içime..
Anne 12 Haziran 1942 de itibaren günlük tutmaya başlar; ilk söz " Umarım sen benim için büyük bir huzur ve destek kaynağı olursun"
Her günlük " Sevgili Kitty" diye başlar.
Anne, 1944 baharına kadar yazdıklarını sadece kendisi için yazar. Sonra Alman işgali altındaki Hollanda hakkının acılarına tanıklık eden her şeyin kamuoyuna tanıklık edeceğini düşünerek günlüklerini düzenler ve savaştan sonra bir kitap olarak yayınlamayı düşünür.
Ancak bu günlüklerin yayımlamak kendisine kısmet olmaz.
Gizli Evde saklanan sekiz kişiden sadece baba Otto Frank kurtulur.
Anne, kız kardeşi ve anneleri toplama kamplarında tifüs salgınına yenik düşerler.
Baba Otto Frank Kızı Anne' nin yazar olma isteği düşünerek günlüklerin yayımlanmasına razı olur.
Anne' nin tutkuları, yaşama azmi, umutları okumaya değer..
Bu incelemeyi yüreği büyük Anne'nin son günlüğünden birkaç alıntı ile bitmek istiyorum.
.. gözüpek birisiyim, kendimi güçlü hissediyorum, her türlü sıkıntıya hazırım, kendimi öyle hür, öyle genç hissediyorum. Bunu ilk kavradığımda pek sevinmiştim , çünkü artık hemen herkesin başına gelen tersIiklere daha kolay karşı duracağımı, önlerinde boyun eğmeyeceğimi gördüm. ..
..İçimden geldiği gibi hareket ettim, kafamın dinç olması için uygun gördüğüm yolu seçtim. Bu arada zaten işarete bakmacasına, derme çatma kurduğum huzur, güven yapısını başkalarının tenkidine açık bırakmış olaydım, çoktan tepetaklak gitmiştim...
"İşin derinine gidilirse gençler yaşlılardan çok daha yalnızdır."
Biz gençler için ülkülerin sarsıldığı, yerle bir edildiği, insanların en kötü yanlarını ortaya vurduğu, doğru yoldan ayrıldıkları, Tanrı inancının zedelendiği böyle bir çağda ayakta durabilmek, kendine çizdiği yola bağlı kalmak çok daha güç.
Çağımızın güçlüğü bu: Ülküler, düşler, umutlar tomurcuklanıyor içimizde ama korkunç gerçeğin yumruğunu yiyip dağıtmak üzere ...
..kim ne derse desin, insanların aslında iyi olduklarına inanıyorum. Umutlarımı kargaşadan, ölümden, yıkımdan kurulu bir temel üstüne kuramam ya!
Dünyanın bir uçuruma gittiğini, hepimizi süpürecek yıldırımların yaklaştığını görüyor, milyonlarca kişinin çilesini içimde duyuyorum, gene de gözlerimi göğe kaldırdığım zaman her şeyin bir gün düzeleceğine, bütün bu hunharlıkların sona ereceğine, barışın üstün geleceğine inanmaktan kendimi alamıyorum.
Burda yaşadıkça ülkülerime bağlı kalmam gerek. Bel ki onları uygulayacak, gerçekleştirecek gün gelecek.
Anne Frank
"Öldükten sonra da yaşamak istiyorum. Onun için Tanrıya bana bu vergiyi bağışladığı, kendimi geliştirmek, yazıyla kendimi, içimdekileri anlatmak kolaylığını verdiği için dualar ediyorum."
Bu kitabı bu kadar geç okuduğum için pişmanlığımı ifade ediyor ve mutlaka okunması gerektiğini de söyleyerek Anne Frank a istemeden veda ediyorum.
Ben yazmak ve daha da önemlisi, kalbimden geçen bir sürü şeyi ortaya dökmek istiyorum.*
Değerli bir okuma yaptım. Tavsiye ederim. Okumanızı dilerim.
Dünyada böyle bir zulmün tekrarlandığını görmemek dileğimle ...
İyi okumalar