Gönderi

214 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
Ne ekersen onu biçersin
Birinci dünya savaşında sağ kolunu kaybeden Ahmet Celal, İstanbul’un da işgal edilmesiyle askerlerinden Mehmet Ali’nin köyüne yerleşme kararı alır. Burada Mehmet Ali’nin evinde bir odaya yerleşir ancak oda ve bu köy hayatı ona oldukça yabancı gelir. Köyde kimse ona yakınlık göstermez, kimse kolunun olmamasını garipsemez. Çünkü köyde neredeyse her evde bir sakat vardır, bu sebeple durum herkese normal gelir. Aradan geçen zamanda Ahmet Celal köydeki insanların onun düşündüğü gibi olmadığını anlar. Köydeki herkes memleket meselelerine uzaktır ve yalnız kendi çıkarlarını düşünür. Milli mücadele sırasında köydekilerin tek derdi yeniden askere çağrılma korkusudur. Ahmet Celal bu duruma çok kızar ve artık köylülere sinir olmaktadır. Kişisel bakım yapmasını garip bulan köylüler de ondan hoşlanmaz ancak eski asker olmasından dolayı bir şey de söyleyemezler. Ahmet Celal bir gün çorak topraklarda gezinirken komşu köyden Emine’yi görür ve ona aşık olur. Onunla evlenmek ister ama Emine onu “yaban” bulmaktadır ve Mehmet Ali’nin kardeşi İsmail ile evlenir. Anılarını not defterine yazan Ahmet Celal, Yunan askerlerinin köye yaklaştıklarını anlar ancak ne olurla olsun burayı terketmeyecektir. Gerekirse tek koluyla mücadele edecektir. Bir kaç hafta sonra Yunan askerleri köye gelip yerleşir. Köylülerin ürünlerine el koyar ve karşılığında kağıt parçası verir. Ahmet Celal köylülere kandırıldıklarını söylese de ona inanmazlar. Savaş şiddetlendikçe Yunan askerlerinde de ev yakmalar, dayaklar, tacizler artmaya başlar. Sonunda Ahmet Celal Emine’yi de alarak köy meydanından kaçar ancak kaçarken ikisi de kurşunların hedefi olmuştur. Emine hareket edemez hale gelir. Ahmet Celal’de yazdığı not defterini ona bırakarak karanlığa karışıp kaybolur. Roman esasen Kurtuluş Savaşı’nın arka yüzüne yani Anadolu halkına ışık tutmaktadır. Anadolu’nun kaderine terk edilmiş halini detaylı olarak gözler önüne serer. Yokluk içinde olan, eğitilmemiş halk bütün bunlara rağmen vatan için bedel ödemektedir. Özellikle değinilen bir nokta da, halkın bu durumundan aydın kesimin sorumlu olduğudur. Kitapta bu konuyla alakalı, yıllarca Anadolu’yu ekmemiş, onu beslememiş ve sürmemiş ancak en zor durumda buradan ekin bekleyen aydınlar eleştirilmiştir. Eserde cahil kalmış halkın eleştirildiği gibi bir intiba oluşmaktadır, hatta yazar bu nedenle sert eleştirilere maruz kalmıştır. Ancak kanaatimce bütün roman incelendiğinde paşa çocuğunun köydekileri garipsemesi olarak başlayan yolculuk bir aydın eleştirisine dönüşmüştür.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144.6k okunma
··
2,543 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.