(Erbakan hocanın Milli Nizam Partisi kurulurken yaptığı parti büro açılışlarından bahisle)
Gelen haberlere göre Hoca'nın yaptığı iş şöyle yürüyordu:
Bir ile gidiliyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceli ğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir dellal marifetiyle halka ilanat yapılıyor:
-İşittik işitmedik demeyin, Milli Nizam Partisi Genel Başkanı Profesör Necmettin Erbakan Bey, şehrimize gelmiş, falanca salonda akşamdan sonra sizlere partisinin, görüşlerini anlatacak. Bütün il halkı davetlidir.
Bu davet epeyce merak uyandırıyor. Hoş vakit geçirmek isteyenlerden tutun da, parti ve konuşmacı hastalarına varıncaya kadar bir çok insan toplantıya katılmaya can atıyor. Ama bu arada işi ciddiye alanlarda büyük bir yekûn teşkil ediyor. "Allah, Allah bu adam hem makine profesörü, hem de maneviyatçı. Bir parti kurmuş, çok enteresan, adamı hele bir gidip dinleyelim" diyenler de geliyor.
Hoca konuşmaya başladığı zaman, dinleyicilerin çoğu alakasız. Bir süre sonra yüzlerin sahneye dönüyorlar, bir süre sonra söylenilenleri başlanıyla tasdike başlıyorlar, bir süre sonra çat pat alkışlar başlıyor, konuşmanın sonunda hemen hepsi zapta zor sığan birer Milli Görüşcü kesiliyorlar. Konuşma bittiğinde, herkes gitmeye hazırlandığı bir sırada, Hoca, kürsüden inerek koşuyor, daha önce elde ettiği anahtarla salonun kapısını kilitliyor ve yüksek sesle bağırıyor:
-Nereye gidiyorsunuz, gidemezsiniz, yağma yok, bu vatan yalnız benim değil, hepimizin. Anca beraber kanca beraber. Dönün hepinizi partiye üye kaydedeceğim.
Kayıtlar yapılıyor. Müteşebbis il idare kurulu oradakiler tarafından seçiliyor. Hoca işini bitirip diğer ile hareket ediyor.
Sayfa 191Kitabı okudu
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.