Gönderi

Gözlerine baktım, bakışlarındaki girdaba çekildim ister istemez, "Ben senden hoşlanıyorum," dedim. "Koi balıkları da birbirlerinden hoşlanırlar," diyip gülümsedi. Yavaşça dudaklarından öptüm, içimde bir şey sızladı. Bir hayal gerçeğin kıyısından geçtiğinde, iki göz bir mahremde buluştuğunda, iki el birbirini bulduğunda, iki kalp birbirine dokunduğunda, bu dünyada bitmemiş ümitler adına bir çiçek daha açar ve umutsuzluk bir adım geri atar, bu coşkun yüreğin zaferidir ve insanın karanlıkta atabileceği yegâne adımdır. Hâlâ içim sızlıyordu. Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar. "Koi balıkları da öpüşür mü?" diye sordu. "Bırak şimdi balıkları," deyip ayağa kalktım. Bileklerinden tutup salladım, "Seni seviyorum kızım, anlıyor musun?" dedim. "Ben bu kanaate çektiğim acılarla vardım. Senin çektiğin acılara da ortak olmak için buradayım. Seninle her gecenin korkusunu çekerim. Seninle her gecenin derinliğine batarım. Senin için canımı bile veririm. Senin için ölürüm be! Senin için ölürüm lan!" "Koi balıkları da birbirleri için ölürler." "Sikeyim balıklarını!" Yüzünü kapatıp ağlamaya başladı, "Çok kötüsün," dedi. "Özür dilerim," dedim, "öyle demek istemedim. Şimdi biraz kafan karışık. Sadece biraz kafan karışık. İlaçlardan herhalde. Bana da oluyor. Ama dediklerimi düşün, tamam mı? Sadece düşün. Tamam mı?" "Tamam." "Ne söyledim?" "Benim için ölürsün." "Başka?" "Başka..." "Seni seviyorum." "Beni seviyorsun." "Evet. Unutma bunu!" Elimin dışıyla yüzünü silip gülümsedi, odadan çıktı. Aklımı başıma toplamak için kaleme kâğıda sarıldım yine. Her gün beş-altı saat uğraşacak, sadece başımdan geçenleri yazacaktım bu sefer. Öyle de yaptım, geçip giden günleri düşünüyor, o günler elimde iyice ufalanıp kaybolmadan önce yazabildiğim her şeyi yazıyordum. Ve sonunda şunu anladım, bütün yazdıklarım gerçek, ben yalandım.
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.