Bilim-kurgu filmlerinde aldığım hazzı maalesef bilim-kurgu kitaplarında alamıyorum. Tıpkı romantik kitaplarda aldığım hazzı romantik filmlerde alamadığım gibi. Sanırım bu okuduğum son bilim-kurgu kitabı olacak. Keşke az biraz olsa beğenecek bir yer bulsaydım. Sanırım bu beğenmeme duygumun nedeni, Cesur Yeni Dünya'nın konusuna yakın konularda daha önce okuduğum kitapların oluşu olabilir.
Kitap, 1930'larda kaleme alınmış, lakin kendi zamanının 500 yıl ötesinde, 26. yüzyılda gerçekleşen ütopik bir distopyayı konu edinmiş.
Teknolojinin yardımıyla insana olan ihtiyacın azalmasıyla standartlaştırılmış insan oluşturma isteği sonucu insan embriyolarını tüplerde dölleyip oluşturulmak istenilen topluma lazım olan insan tipi üretiliyor. Bunun sonucunda toplumun temel yapı taşı olan aile hor görülüyor. Aileye dair duygular suç sayılıyor.
Toplumun temel görüşü "Herkes, herkes içindir." düşüncesidir. Herkes herkesle ilişki yaşayabilir, herkese herkesle birlikte olabilir. Aşk, sevgi, vefa duyguları suçtur. Bağlılık yoktur.
Ford araba markasını kuran Henry Ford, kast sistemiyle kurulan Dünya Devleti'nin tanrısıdır. Onun kurduğu düzen toplumun her alanına hakimdir.
Bu Dünya Devleti'nin sınırları dışındaki insanlar Vahşi Ayrıbölgeler'de yaşamaktadır. Bu bölge elektrikli tellerle ayrılmıştır. Burada yaşayan insanlar normal şekilde hayatlarını sürdürmektedir.
New Mexico'daki Ayrıbölge'nin ziyareti sırasında Bernard, John isimli bir vahşi ile karşılaşır ve onu Londra'ya getirir. Hikâye böylece başlamış olur.
Robottan farksız bireylerin yaşadığı dünya ile hâlâ normal bir hayat süren insanların çatışması kaçınılmaz olur. 
Cesur Yeni Dünya 
Aldous Huxley
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.