Aslında Cennet de YokAslında Cennet de Yok Kerem Işık 'tan okuduğum ikinci kitap. İlki Toplum Böceği idi. Severek okumuştum.
18 kısa öyküden oluşuyor Aslında Cennet de Yok. İlk baskısını 2010' da, 4. baskısını 2020’de yapmış. Bir öykü kitabı için iyi denebilecek bir durum.
Yazar öykülerinde yeni anlatım olanakları ve biçimsel arayışlar deniyor.
Genel olarak günümüz tekdüze yaşamına sıkışmış mutsuz insanların iç karmaşa ve arayışları var öykülerde. Zihinlerdeki karmaşa, modern insanın bunalımı, mutsuzluğu, kendi içine de dünyaya da sığamayışı, benliğin bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, bulunduğu yere sığamayan ama başka bir yere de gidemeyen kararsız, sıkışmış, çıkışsız insanların öyküleri. Azala azala tükenen, bulunduğu ortamda ayrıksı kalan, yarını göremeyen, plansız programsız yaşayan insanlar. Evle iş arasında geçen kısır döngü, inanmadıklarını inanıyormuş gibi gösteren, olmayanı varmış gibi düşünen, mutsuzken mutluymuş gibi yapan, "mış" gibi yaşamlar. Kalan, hep kalan, durağan, gidemeyen, açılamayan, tekrar eden, sadece sokak kendilerinin tatlı mıtıltıları ile biraz teselli bulunan ömür törpüsü bir hayat. Birbirinin tekrarı gibi yaşanan günlere koşut olarak öykülerde tekrar eden Ahmetler.
Ya babalar. Babalar özlemden, yaptıkları bir resim ya da anlatılan hikayelerden ibaret.
Bulutlar, ağaçlar ve kediler öykü kişilerinin en yakınındaki üç obje.
Yazar bize sıradan bir hayatın heyecansız, sıkıntılı, bunalımlı, bol sigara dumanlı, içkili, renksiz yanlarını anlatıyor. Son öyküyü okuduğumuzda "Mutluluk," diyorum anneannemizin kucağına oturup masal dinlediğimiz günlerde mi kaldı? Yok mudur diyorum, bir çıkış, bir çatlak o günlerden bugünlere güzelliklerin, mutlu çocukluk günlerinin neşesinin sızacağı?