Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

«Milliyetçilik» ülkesinin halkını iç ve dış sömürücülerin ahtapot kollarından kurtarmak isteyenlerin ülküsüdür. «Halkçılık» ise, milliyetçiliğin toplumsal yönünü belirler. Milliyetçi olmayan bir halkçılık olamaz. Ancak halkçı olmayan bir milliyetçiliğin de söz konusu olmaması gerekir. Halkçı olmayan bir milliyetçilik, sadece bir siyasî dolandırıcılık konusudur ve adı «Faşizm»dir! «Halk» birçoklarının sandığı gibi Marksizmin bir kavramı değildir. Marksizm, «sınıf» kavramına dayanır. Halk Marksizmde bir anlam taşımaz, çünkü bir sınıfı tanımlamamaktadır. «Halk ulusal kurtuluş savaşlarının terminolojisidir. «Halkçılık», dış sömürüye dayanan bir düzende, milliyetçiliğin dayandığı sosyal temeldir. İç ve dış sermaye çevrelerinin egemenliğini savunanlar, imam sarığını seçim sandıklarına sarıp siyaset meydanlarına çıkanlar, yabancı petrol şirketlerinin savunuculuğunu yapanlar, hiç milliyetçi olabilirler mi? Bu uluslararası sermayenin açık pazarında, yabancı sermaye işportacılığı yapanlar milliyetçilik bayrağına sığınabilirler mi? Boğaziçi'nin lüks kumar salonlarında mor binlikleri iskambil kâğıtları gibi açanlar okulsuz, yolsuz ve ışıksız köylerle dolu bu yurdun milliyetçisi sayılabilirler mi? Atalarımızın dört kıtada at koşturduklarından söz edip, Münih sokaklarında çöp toplayan Anadolu çocuklarından utanmayanlara milliyetçi denilebilir mi? Böyle bir düzende yaşıyoruz işte. Millet düşmanlarının milliyetçi, Atatürk düşmanlarının Atatürkçü, halk düşmanlarının halkçı sayıldığı bir ülkede gerçek milliyetçilere düşen görev, korkmadan, yılmadan, usanmadan Türk halkının çıkarlarını savunmaktır. Bu memleket, yabancı sermaye uşaklarının, din sömürücülerinin, siyaset demirbaşlarının değil, tüm Türk halkınındır. «Milliyetçilik» ise sömürücülerin değil, Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır.»
Um:ag Yayınları
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.