Turgut Cansever “çağrısı, çağları aşacak”, “Bilge Mimar”. Kitap kendisiyle farklı zamanlarda yapılan röportajlardan oluşuyor ve haliyle birçok yerde tekrar edilen cümleler var.Ancak her ne kadar tekrarlar olsa da Turgut Cansever’in heyecanı, samimiyeti ve tabiki derdi öyle güzel yansıyor ki satırlara..Eseri tesir etmiş bugüne dahi yankısı ulaşmış ünlü mimarın.. Tarihinden ,medeniyetinden kopuk bir şehirleşmenin büyük tahribatlara yol açacağını anlatıyor bizlere.Mimarinin estetik ve teknolojinin değil, ahlak ve din alanının bir ürünü olduğuna işaret ediyor.”Tevhid”, “Tevazu” ve “Dünyayı güzelleştirme”ifadeleri onun düşünce tasavvurunu ifade eden en önemli kavramlar kitapta..Mimarinin görevi dünyayı güzelleştirmek olmalı Batı’dan çözüm diye getirdiğimiz şeylerin aslında hiçbir şeyi çözmediğini, aksine daha büyük bir kaosa, kültürel kirlenmeye sebep olduğunu bugün çok açık görüyoruz.Mekanın özellikleri dikkate alınarak bir mimari eser inşa edilmeli çünkü her binanın her mekanın bir zihniyeti, temelinde yatan bir felsefesi vardır.Mimari metafizik alandan kopuk değildir diyor.Bize düşen Turgut Cansever’in deyimiyle”Dünya, Allah ne yaptıysa güzel olduğu için güzel oluyor.İslam, bu güzelliği “ fark etme” ve “ muhafaza etme” mükellefiyetini yüklüyor insana.” Vazifemizi unutmadan , ümitsizliğe düşmeden , kim olduğumuzun farkına varıp koma halinden çıkmalıyız. Bu bilinçle hareket etmeyi gelecek nesillere borçluyuz..Gelin Yunus ‘a kulak verelim;
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk'ı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil