Ütopya, ufka benzer,” der Galeano. “Sen iki adım atarsın, ufuk sanki on adım uzaklaşır.” “O zaman ne işe yarar ütopya?” diye sormuşlar, cevap vermiş : “İlerlemeye…” “Kadınlar Ülkesi” tıpkı Galeano’nun dediği gibi ilerlemeye dair feminist-hümanist arayışın ütopik bir yansısı… İlk kez, 1915’te tefrika halinde “The Forerunner” dergisinde yayımlanan roman, ancak 1970’lerde roman formatında basılabilmiş. Kadınlar Ülkesi, Gilman’ın 1911 tarihli romanı “Moving the Mountain” #dağıyerindenoynatmak -ki ilk kez @cemyayinevi ile okuruyla buluşmuştur- ile birlikte feminist ütopya üçlemesi Herland‘ın ikinci kitabı. Lakin üç kitap birbirlerinden bağımsız okunabiliyor. Roman, dönemin popüler “kayıp medeniyet” teması ile üç erkek araştırmacının serüveninde dış dünyadan yalıtılmış ve sadece kadınlardan oluşan 2000 yıllık bir medeniyeti hayretle karşılayan araştırmacıların bu “anaerkil medeniyeti” tanıma süreci konu ediliyor. Aslında her ne kadar 1900’lü yılların toplumsal yapısı, kadın-erkek ilişkileri masaya yatırılsa da dünyaya kadın gözüyle bakmanın farklılığına değiniliyor da diyebiliriz. #meltemce Kanaatimce yazar seçtiği üç erkek karakter ile Hristiyanlıktaki üç ilahî varlığı içeren akidelere yani “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” üçlemesine (teslis) atıfta bulunuyor. Bilimkurgu analitik düşünmeyi gerektiren bir tür. Haliyle “kadın popülasyonu eşeysiz nasıl üredi?” gibi bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz. ‍️Peki, feminist, ütopik hatta Darwinist (tüm organizma ve türlerin varoluş sürecini, bireyin birbiriyle rekabeti, hayatta kalma ve üreme yeteneklerini artıran küçük, kalıtsal varyasyonlarla tetiklenen doğal seçilimle oluşması) bu metne zeval veren bir cihet midir? ‍️Elbette, hayır!

Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · Cem Yayınları · 202212.3k okunma

·

70 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meltem Bige