Gönderi

Yerin kulağı var!
Bazen konuşma esnasında başkaları tarafından duyulması istenilmeyen şeyler konuşulurken ihtiyatlı davranmak adına “yerin kulağı var” denilir. Bununla, o mecliste konuşulan şeylerin bir şekilde başkalarının kulağına gideceği konusundaki kaygı ve endişeler anlatılmak istenir. Her ne kadar günlük konuşmalarımızda bu ifade bir tür mecaz olarak kullanılsa da aslında bu söz bir hakikati ifade ediyor. Zira Rabbimiz, kıyamet gününde yerin, kendisine ait haberleri anlatacağını ifade ediyor: “O gün yer, haberlerini anlatır.” (ez-Zilzâl 99/4) Demek ki şu dünyada hangi mekânda ne yaptı isek yer, dile gelerek yaptıklarımızı anlatacak. O günde ne mutlu o kişiye ki yer onun hakkında “üzerimde namaz kıldı”, “oruç tuttu”, “hayır hasenat yaptı”, “İslam’ı anlatmak için gayret gösterdi” diye şahitlik eder. Ne yazık o kişiye ki yer onun hakkında “üzerimde inkârcılık yaptı”, “hırsızlık yaptı”, “zina etti”, “içki içti” diye şahitlik eder. “Yerin dili mi var ki konuşsun? Hafızası mı var ki üzerinde yapılanları kaydetsin?” diye bir soru aklımıza gelecek olursa buna da Rabbimiz cevap vermiş: “Rabbinin ona vahyetmesiyle” bunu yapacak. Ruh nasıl bedeni diriltiyorsa vahiy de yeri konuşturuyor. Nitekim kıyamet gününde sadece yer değil insanın vücudu, derisi, teni dile gelecek ve kötü işler yapanların aleyhinde şahitlik edecek. İnsanlar kendi tenlerine “siz niçin bizim aleyhimizde şahitlik ediyorsunuz?” deyince tenleri “her şeyi konuşturan Allah bizi konuşturdu” (el-Fussilet 41/21) diyecekler. Demek ki yalnızca Rabbimiz ve iki yanımızdaki melekler değil her şey bizden haberdar ve her an gözetim ve denetim altındayız. Üzerine bastığımız yer, “benim elim”, “benim ayağım”, “benim dilim”, “benim gözüm” dediğimiz azalarımız bile bize şahit. Bu gerçek karşısında bize şöyle dua etmek düşüyor: Rabbimiz yerlere ve göklere, ayaklara ve ellere, dudaklara ve dillere hakkımızda iyi ve güzel şahitlik yaptırsın.
Soner Duman
Soner Duman
··
415 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.