Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İçinizi donduran öyküler... “Lire” dergisi tarafından “Geleceğin 50 Yazarı” arasında gösterilen ve 90’lı yıllardan bu yana edebiyatın farklı türlerinde eserler veren Aslı Erdoğan'ın 2010 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandığı öykü kitabı Taş Bina ve Diğerleri dört öykü ve bir epilogdan oluşmaktadır. Oldukça uzun bir öykü olan Taş Bina ise; Başlangıç, İnsanlar, Taşlar, Düşler, Kahkaha, Öyküler ve Sonlar diye bölümlere ayrılmıştır. Taş Bina ve Diğerleri, şiddet ve işkence içeren, insanlık acılarını barındıran öykülerden oluşmaktadır. Tahta Kuşlar ve Mahpus isimli öyküler her ne kadar kadın öyküleri gibi dursa da yine de kitabın temasıyla bütünlük oluşturmaktadır. İlk öykü olan Sabah Ziyaretçisi'nde; göçmenler yurdunda (taş binada) kalan ve cinsiyeti belirsiz anlatıcının, geçmişi, sıkışmışlığı, yalnızlığı ve umutsuzluğu anlatılıyor. İkinci Öykü Tahta Kuşlar'da; farklı ülkelerde işkence görmüş, hapishanelerin (taş binaların) soğuk ve nemli hücrelerinde hastalanmış ve T. şehrindeki bir sanatoryumda (taş binada) ortak bir kaderle biraraya gelmiş kadınların ilişkileri, beklentileri, hissettikleri ve umutları anlatılıyor. Üçüncü öykü Mahpus'ta; hamile bir kadının, hapishanedeki (taş binadaki) sevgilisini birkaç dakika görmek için verdiği uğraşı ve içinde bulunduğu yalnızlığı anlatılıyor. Ve son öykü Taş Bina da ise; çok sayıda karakterin taş binayla ilişkileri, geçmişleri, gördükleri şiddet ve işkenceleri ile bugünleri anlatılıyor. Anlatıcı bazen kadın, bazen erkek oluyor ve giderek cinsiyetsizleşiyor. Çok sesli ve karışık bir anlatımın söz konusu olduğu öyküde, tekil ve çoğul anlatımların da kullanıldığını görüyoruz. Belirgin ve bilinen A. karakteri dışında, öyküde kim olduğu anlaşılamayan başka karakterler de çıkıyor karşımıza. Bir kadın, hırsız bir çocuk ve arkadaşı, polisler, işkenceciler, intihar eden bir kişi, taş binanın işkence görmüş çocukları ve öyküde sesi olmayan ancak bahsi geçen bir melek vardır. Melek, hem bir kadındır hem de doğaüstü bir varlık. Taş bina bir bakıma dışarının, ötekinin sesidir. Yazar susturulan, bastırılan, dışlanan, şiddet ve işkence görenlerin sesini duyurmaya çalışır. Sesin kime ait olduğu değil ne söylediğidir önemli olan. Diğer yandan da hayatın kurallarını, tarafları, sınıfları ve toplumsal kesimleri de anlatır. Kurala uyanlar ve uymayanlar, yaşayanlar ve uzaktan seyredenler vardır. Oyunu kuralına göre oynamayanlar, beşinci kata çıkarılır ve kurallar orada anlatılır anlaşılıncaya kadar. Aslı Erdoğan: “…bu taş bina asla bir sırça köşk değil. Taş bina, uzun bir çığlık. Bir türlü kesilmeyen bir çığlık. Taş binaya girenler var, çıkamayanlar var, çıkanların hiçbiri de eskisi gibi kalmıyor.” der ve ekler “…ben bu kitapta yine de bu kadar ince bir şiddetle değil, en kabasından şiddetle yüzleşmek istedim.” Seçici Kurul’un, Aslı Erdoğan'a Taş Bina ve Diğerleri kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı'nı veriş amacını belirttiği açıklama da yazarın bir nevi yazma amacının gerçekleştiğinin de göstergesidir. “Seçici Kurul, 56. Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, ‘çağımızın dilsiz tanıklığını mekânın, bedenin ve imgenin içinden dokuyarak evrensel insanlık acılarını seslendirmekte gösterdiği ustalık’ nedeniyle Taş Bina ve Diğerleri adlı kitabıyla Aslı Erdoğan’a vermeyi uygun görmüştür.” Şiir tadında okunan satırların, uzun ve yoğun benzetmelerin olduğu cümlelerin yer aldığı öyküleri okurken, olaylardan çok karakterlerin ruh halleri okuyucuyu içine alıyor, hayatın soğuk ve karanlık taraflarıyla yüzleşmesini sağlıyor. İnsanın içini ısıtan sıcacık öyküler demek isterdim ancak insan olanın yüreğini donduran bu öyküleri mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın...
Taş Bina ve Diğerleri
Taş Bina ve DiğerleriAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 2016821 okunma
·
610 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.