Gaston Leroux’un sayısız kere beyaz perdeye uyarlanan ve müzikalleri ile izleyicileri etkisi altında bırakan , günümüzde '' gotik edebiyatı'' adı altında okunan klasik kitap Operadaki Hayalet. Kitabımız Paristeki bir opera binasında geçiyor , burası dev ki yer altında dahi katlara sahip. Fransadaki 1870 olayları sırasında ordu ambarına dönüşmesine rağmen pek fazla zarar görmeyen, güçlü materyellerden yapılmış içerisi: kolonlar , motifler, oymalar ve çeşitli mermerlerden yapılmış görkemli bir bina. Kitabımız 3 ana karakterimizin aşk üçgenini okuyoruz; Christine , Raoul ve Hayaletimiz Erik... Christine operanın yardımcı rollerinden biriyken, gizemli birinin onu egitmesi sonucu primadonnaya dönüşür. Bu eğitim için sürekli kaybolan Christine , cocukluğundan beri aşığı olan Raoul tarafından sık sık aranır ancak bu aşıklar bir türlü bir araya gelemez. Taa ki Christine gizemli ''melek''inden korkmaya başlayana ve olanları Raoul'a anlatana dek. Oldukça zeki ve yetenekli fakat yüzü bakılamayacak kadar çirkin ; bedeni iskelet gibi incecik, ölü gibi soğuk olan Erik, görünüşü bu kadar korkutucu olmasa toplumda saygın bir yer edinebilecekken; operanın bodrumunda kendine ait bir yuva kurmuş , gizlenerek yaşamaktadır. Gün gelir ki artık bundan bıkmış, istediği tek şey aşık olduğu kadınla gün yüzünde normal bir hayat yaşamak, olduğu gibi kabul görmektir ve bunu için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Kitap benim çok hoşuma gitti. Konusu kabataslak yukarıda anlattığım şekilde. Başlardan gizemli olaylarla başlaması kitabı sürükleyici kılarken son 170 sayfada resmen elimden bırakamadım. Öyle ki Acem ile Raoul'un mahzendeki sahneleri ve aynalı oda defalarca kez rüyama girdi. Kitabın 19.yy konusma şekilleri (Dostum!! Sevgili ... !!) ara ara baysa da kitaptaki kocaman opera atmosferi ve karakterler çok hoşuma gitti. Deli ve cesur bir aşık olmasına karşın gerçekçi bir karakter olan Raoul'un aynalı oda sırasındaki halleri beni çok güldürdü. Acem ise oldukça fedakar, cesur ve akıllı oluşuyla takdir edilesi karakterlerdendi.Vee kitaptaki en hayran olunası karakter ise : Gizemli Meleğimiz , Opera Hayaletimiz , Trap Severi'imiz ve kitapta birçok lakabı olan Erik!! Piyanist , besteci , büyüleyici bir sese sahip; Usta bir vantrilok, hokkabaz, mühendis. Mimaride de oldukça başarılı (öyle ki yazar Yıldız Sarayı'ndaki tüm gizli odaları, gizli kapıları, gizli kasaları Erik'in inşa ettiğini söylüyor) herkes gibi olmayı arzulayan bir aşık... Erik'i okumak özellikle sonlarda korkutucu olsa da yazar sizi bir yandan da ona acıyacak halde bırakıyor. Bu tartışmalı bir konu. Ancak Erik okuduğum en inanılmaz karakterlerdendi ve böylesi bir karakteri tanıdığım için mutluyum. Zevk alarak okuduğum kitaplardandı. Gizem , aksiyon ve aşk seven herkese öneririm . İyi okumalarr

Operadaki HayaletGaston Leroux · Martı Yayınları · 20142,882 okunma

50 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Okur