Gönderi
Bu kitap her insanın içinde var olan çocuğun; kişinin düşüncelerini, davranışlarını ve duygularını nasıl yönlendirdiğini keşfetmesine olanak sağlamaktadır. Kitapta iç çocuk ve iç ana-baba kavramları üzerinde durulmuştur. Kitabı okurken aklıma Freud’un yapısal modellemesinde kullandığı id ve süperego kavramları geldi. İç çocuğu daha çok ide, iç ana-babayı ise süperegoya benzettim. Kitaptaki ulaşılması gereken hedefin bu iki sese de kulak verip orta yolu bulmak olduğu belirtiliyordu. Burada aklıma gelen ise bunun egoyu güçlendirmeye benzediğiydi.
Ufak bir alıştırmayla başlayan kitapta iç çocuk ve iç ana-baba seslerimizi keşfetmemiz sağlanmıştır. “Şu anda nerede olmak ve ne yapmak isterdin?” sorusu verilmiştir. Bu soruya verilen cevapları yazmamız istenmiştir. Daha sonra ise bunlara sorumlu bir insan olarak düşünerek ilk verilen cevaplara tepkilerimizin yazılması istenmiştir. İlk verilen özgür, duygusal, coşkulu cevaplarımızın bizim iç çocuğumuz; ikinci yazdığımız sınırlı, mantıklı, gerçekçi cevapların ise iç ana-babamızı temsil ettiği ifade edilmiştir. Bu alıştırmayı uyguladığımda gerçekten içimde konuşan iki zıt tarafın olduğunu bunların adlarının ne olduğunu keşfettim.
Kitabın bu kısmı bana fazlasıyla kitabın içeriğini, amacının ne olduğunu yansıtmıştı. İlerleyen kısımlarda kişinin öz-benliği, temel gereksinimleri, sosyal yaşamı ile ilgili sorular yer almaktaydı. Bu soruları cevapladıktan sonra not alınıp ileri bölümlerde bu sorulara verilen cevapların ne demek olduğu ve kişinin iç çocuğu hakkında yorumlar vardı. Yine bu bölüm benim için ilgi çekici olmuştu. Kitapta özellikle aile ile ilgili iletişim, kurallar, sistemin nasıl işlediği ve sağlıklı aile yapısının nasıl olması gerektiği hakkında Cüceloğlu fikirlerini paylaşmış, günlük hayatta karşılaşılan durumlarla bunları somutlaştırmıştır.
Utanç ve suçluluk kavramlarının ne olduğu, aslında bu iki kavramın birbirine çok yakın kavramlar olduğu, çocuklarda hangi davranışlara ve duygulara sebebiyet verebileceği ifade edilmiştir. Ayrıca kişinin sınırlarını hatırlatan sağlıklı olanın utanma ve kişinin kendisine sevgisini kaybettiği duygunun ise utanç olduğu ifade edilmiştir. Kitapta verilen özellikle “Yetişkin Çocuk” kavramı benim ilgimi çekmişti. Bu kavramla anlatılmak istenen aslında toplumumuzda çoğunlukla bulunan dış görünüş olarak yetişkin psikolojik gelişim düzeyi bakımından çocuk olanlardı. Çocukluğunda kişinin temel gereksinimleri karşılanmayınca aslında ilerde bir yetişkin çocuk olacağından bahsedilmiştir.
Kitabın son kısmında ise kişinin iç çocuğu ile nasıl ilişki kuracağı ve bunu nasıl geliştireceği hakkında 6 aşamadan bahsedilmiştir. İç çocuğun keşfinin kişinin ömrü boyunca devam ettiği ve aşamalar şeklinde olup en son aşamada kişinin özüne ulaştığı ifade edilmektedir.
Kısacası bu kitap; iç çocuğum ve iç ana-babamı keşfetmeme olanak sağlayan, bunlar arasında nasıl denge kuracağımı fark ettiğim, farklı kavramlara tanık olduğum ve gündelik olaylar içinde bunu somutlaştırdığım bir kitap oldu. Bu kitabı kendi iç çocuğunu keşfetmek isteyen herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Özellikle ebeveynlerin de okumasının yararlı olabileceğini düşünüyorum. Herkese keyifli okumalar…
Ayşe Nur ŞAHİN
ahipdrmer.ahievran.edu.tr/kullanicidosya/...
·
130 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.