Bir aşk romanı okuma isteğim üzerine, çok zaman önce almış olduğum ve kitaplığımda okuma sırasının gelmesini bekleyen, Dünya Klasikleri'nden olan "Uğultulu Tepeler"'i okumaya karar verdim. Fakat kitabın içerisinde aşkın beklediğimden çok farklı şekilde işlendiğini gördüğümü söyleyebilirim. Yazarının İngiliz bir kadın olması ve 19.yy 'da yayınlanmış bir roman olması hasebiyle daha önceki okuma tecrübelerime dayanarak aşk, gurur, kin, sosyal statü gibi olguların birbiri ile iç içe geçmiş bir kurgu okuyacağımı az çok tahmin etmiştim lakin nefret ve aşkın bu denli birbirinin yerini almasını ve nefretin neden olduğu şiddet ve kötülükleri okurken biraz hayrete düştüğümü ve "Gerçekten bir insan bu kadar kötülüğü aşkına dayandırabilir mi?" sorusunu kendime fazlaca sorduğumu itiraf etmeliyim. -Spoiler İçerebilir- Yazar akıcı bir dil ile iki anlatıcının ağzından, ustaca bir yöntemle hikayeyi anlatmaktadır. Roman, iyi bir kurguya sahip olmakla beraber iki kuşak üzerinden ilerlemesi sebebiyle çok sayıda karakter içermektedir. Kuşaklar için aynı isimlerin kullanılmış olması okuyuculara biraz zorluk çıkarsa da isimlerin ilk sahiplerinin hayatları ile ikinci sahiplerinin hayatları arasında çok anlamlı bir bağ olduğu için bu durumun hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Kitabın ilk yarısı anlatımın akıcı olmasına rağmen fazlaca sabır göstererek okuduğumu düşündüğüm kısım, ikinci yarısı ise okumaktan geri duramadığım ve kendimi hikayenin akışına kaptırdığım kısmıdır. Romanın, Dünya Klasikleri içerisinde yer alması dahi tek başına bu kitabı tavsiye etmemin bir sebebidir fakat buna ek olarak 19.yy İngilteresinin sosyal yapısının, kadınların ve erkeklerin toplumdaki rollerinin, aşkın ve nefretin birbirlerinin yerini almak için sürekli yarıştıklarının iyi bir anlatımla işlenmesi de tavsiye sebeplerimden birisidir.

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,6bin okunma

·

116 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Melike Göral