Gönderi

376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Harro ve Libertas: Bir Aşk ve Direniş Hikayesi
Kitabı alalı uzun zaman olmuştu. Ama bir türlü okuma fırsatım olmamıştı. Son günlerde "Faşizm" üzerine araştırmalarımı yoğunlaştırdım. Yaklaşık 10-12 kitap okuyacağım yarısı bitti. Netflix'teki WW2 belgelesini bir kez daha ama notlar alarak izleyeceğim. Tabi faşizm üzerine Alman politik sineması da mükemmel özeleştiriler yapmıştı. O güzelim filmleri bir kez daha izleyeceğim. 1. Downfall 2. The Wave 3. Der Hauptmann 4. Sophie Scholl - The Final Days <---> Norman Ohler gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkarak yazıyor bu kitabı. 1942 yılında annesini ve babasını kaybeden Hans Coppi'nin tanıklığı ile yola çıkarak birkaç yıl süren araştırmalar sonucunda bu direniş öyküsü okuyucuyla buluşuyor. Tabi kitabı okurken aklıma hemen Hans Fallada'nın "Herkes Tek Başına Ölür" romanı geldi. Ki kitapta da bazı yerlerde Fallada'ya referans veriliyor. Yaşlı Quangel çiftinin sivil direnişinin bir benzerini Harro ve Libertas çifti de yapıyor. Nazizm üzerine yapılan tartışmaların çoğunda şunu mutlaka duymuşumdur. Alman halkı bunca zulme ve adaletsizliğe karşı nasıl oldu da sesini çıkaramadı? Halbuki yıllar içerisinde tozlu arşivlerden gün yüzüne çıkan belgeler, romanlar, filmler bize gösteriyor ki; taa Nazilerin ilk iktidara geldiği 1932 yılından beri Almanya'nın geleceğini gören aydınlar, işçiler, öğrenciler, sanatçılar vardı. Fakat seslerini kimseye duyuramadılar. Batı kamuoyu görmezden geldi, halk ekonomik büyümeye ve Alman savaş makinasının gücüne istinaden görmezden geldi, hal böyle olunca Nazi iktidarı da gücünü pekiştirip kendi diktatörlüğünü ilan etti. <---> Tıpkı kitabın başlarında Norman Ohler'in de değindiği üzere ben de Nazi iktidarına direnenlerin çoğunu tanıdığımı düşünüyordum. 20 Temmuz 1944 yılında meşhur bombalama eylemiyle Kont Schenk von Stauffenberg mesela. "The Valkyrie" filmiyle beyaz perdeye de aktarıldı. Sonra Sophie ve Hans Scholl kardeşler... Fakat Harro ve Libetas çiftinin hikayesinden haberimiz yoktu. Çünkü o gün yargılamayı yapanlardan biri olan Dr. Manfred Roeder'den Harro'nun babasına gönderdiği mektupta şöyle yazıyordu: "9 Ocak 1943 tarihli başvurunuz üzerine, malvarlığına el koyma kararının sadece mahkumun maliki bulunduğu değerlere el konmasıyla sınırlı olmadığını, bunun ötesinde ilave ceza olarak mahkuma dair hatıraların da imhasının gerektiğini bildiririm." Yani Nazi yargısı Harro Schulze-Boysen ve onun arkadaşlarının direnişi tarihten silmek ve hatırlamamak için ellerinden geleni yaptılar... <---> Tıpkı Hans Fallada'yı okurken olduğu gibi bazı yerlerde tüylerim diken diken oldu. Son bölümde gözleriniz yaşarıyor. Fakat direniş öykülerinin sonu genellikle buruk bitse de, yüreğiniz de bir kor alev bırakıyor. Özgürlüğe, mücadeleye ve aşka dair inancınızı kaybetmiyorsunuz...
Harro ile Libertas
Harro ile LibertasNorman Ohler · İletişim · 202143 okunma
·
303 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.