Gönderi

Ancak yalın yazabilmek cesaret ister çünkü böyle yaptığınız takdirde anlaşılması zor olan yazıyı 24 ayar bir zekanın simgesi gibi gören insanların inançları yüzünden basit diye nitelenme, küçümsenme tehlikesiyle yüzyüze kalırsınız. İnsanlarda bu eğilim öyle güçlüdür ki, Montaigne şunu sorar kendine; acaba üniversite hocaları, o herkesten çok değer verip yerlere göklere koyamadıkları Sokrates ile kendi yaşadıkları sokakta karşılaşsalar, onu üstünde kirli peleriniyle Platon'un Diyalogları'nın sağladığı prestijden yoksun, sade bir dille konuşurken görseler ona bu kadar değer verirler miydi? Arkadaşları tarafından bize miras bırakılan Sokrates'in konuşmaları takdirimizi kazanıyorsa bunun tek nedeni vardır: Çoğunluğun onayı. Bu takdirin altında bilgi yatmaz, zira bu diyaloglar bizim bugünkü anlayışlarımızın çoğuna aykırıdır. Eğer günümüzde Sokrates'inkilere benzer bir şeyler yazılsaydı, bunları değerli bulacak az insan çıkardı. Aslında biz, ustalıkla büyütülmemiş, şişirilmemiş hiçbir şeyi değer kabul etmeyiz. Bu türden bir değer ancak saflık, basitlik diye nitelenir; bizim kıt anlayışımız bunun bir değer olduğunu farkedemez bile... Bizler için basitlik, boş kafalılığın yakın akrabası olup ayıplanması gereken bir özellik değil midir? Sokrates'in ruhunda sıradan insanın doğallığı vardır: Bir çiftçi nasıl konuşursa, sıradan bir kadın nasıl konuşursa o da öyle konuşur... Çıkarımlarını ve karşılaştırmalarını yaparken, en sıradan en bilindik insan etkinliklerini kullanır ki söylediklerini herkes anlayabilsin. Eğer bugün yaşasaydı ve böyle sıradan bir anlatım biçimi .kullansaydı bizler, yani, bilgiyle şişirilmemiş her şeyi adi, alelade diye değerlendiren, gösterişli bir biçimde ortaya konmamış hiçbir güzelliğin asla farkına varamayan bizler onun ortaya attığı müthiş düşüncelerdeki asaleti, ihtişamı da asla göremezdik.
Sayfa 196Kitabı okudu
··
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.