Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

56 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Merhaba canlar... @okuyan_kadınlar_kulübü nün #birharfbirkitap etkinliği için @canyayınları nın #kısaklasikler inden #rappaccinininkızı ikinci seçimim oldu. Nathaniel Hawthorne Amerikan edebiyatında ilk psikolojik roman olarak bilinen #kızıldamga kitabıyla yerini sağlamlaştıran, önemi tartışılmaz bir yazar. Bilimkurgu meraklılarının üstat ettiğini ve fantastik yaklaşımlarının olduğunu öğrenince daha dizginlenemez bir merakla okudum. Öykünün Meksikalı bir ozan tarafından dramatize edilip tek perdelik bir oyun haline getirilmiş olması ayrı, opera olarak bestelenmesi ayrı güzellik... Hikayemize gelecek okursak; Üniversite eğitimi almak için Padova'ya gelmiş olan Giovanni karşılıyor bizi. Eski bir malikanede oda tutan Giovanni, pencereden baktığında karşısında Profesör Sinyor Giacomo Rappaccini'nin kendi elleriyle ekip biçtiği ünlü bahçesini bulur. Profesör insanlardan çok bilimsel çalışmalara önem veriyor. Her bir hastası onun için yeni bir deney. Tıbbın zehir olarak gördüğü bitkiler onun için tedavi yöntemi. Bu yüzden her birini elleriyle yetiştiriyor, hatta yardımı olmasa yerkabyğunda yetişmeyecek olanları bile... Üstelik mükemmel sonuçlar alıyor. Tabi tıp camiasına göre bu başarılar sadece şans eseri olarak adlandırılıyor... Tabi asıl konumuz, güzel olduğu kadar öldürücü olan çiçeklere yakınlığıyla bilinen Rappaccini'nin kızı Beatrice... Ona güzel mi demeli yoksa tarif edilemeyecek kadar korkunç mu? Okuyup karar vermeniz gerekecek... "Ah, ne inatçıdır aşk. -hatta hayalimizde büyüttüğümüz ama yüreğimizde asla köklenmese de aşka benzeyen herhangi bir duygu- sisler, puslar arasında kaybolup gitmeye mahkûm olduğu an gelip çatıncaya kadar nasıl da ayak direr, inadından vazgeçmeden... " Şimdi size hikaye içinde bir hikaye anlatmak istiyorum...Büyük İskender'e şafak kadar güzel, tanyeri kadar görkemli bir kadın gönderilmiş hediye olarak. Asıl dikkate değer özelliği soluğundan gelen, Acem bahçelerinin güllerinin kokusundan bile ağır olan nefis kokuymuş. Büyük İskender'in görür görmez aşık olduğu bu kadınla ilgili korkunç sırrı bir doktor ortaya çıkarmış. Bu güzel kadın doğumundan beri zehirle beslenmiş, ta ki bünyesi tümüyle zehirle dolana, kendide var olan en ölümcül zehre dönüşene kadar. Soluğu, soluduğu havayı zehirliyormuş. Aşkı zehirliymiş, vuslatı ise ölüm... Keyifli okumalarınız daim olsun... Kitapla kalın...
Rappaccini'nin Kızı
Rappaccini'nin KızıNathaniel Hawthorne · Can Yayınları · 2022363 okunma
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.