Galeano, tehlikeli, radikal bir öykücüdür, tıpkı Gabriel García Márquez gibi, Isabel Allende gibi ve onların da piri Pablo Neruda gibi... Kucaklaşmanın Kitabı, bir mozaik ya da sözcüklerden oluşma bir D iego Rivera duvar resmi. John Leonard, New York Newsday Tanıştığımızda çok küçük ve ürkektim.bana bir hikaye anlatı,batık dünyanın hikayesini.canavarlardan korkmamam gerektiğini onlar nasıl yeneceğimi söyledi.ona kulak vermem gerekmediğini zaten ya su sun ya da ateş,ya da ikisi birden. Benim hayatıma böylece girdi.aslında onu hep gökyüzünde bir yıldız olarak görüyorum.onu Tanrı oraya çıkarmamış kendisi çıkmış ondan kaymak gibi bir sorunu olmayan çoban yıldızımdır. Onu anlatacak çok şey var ama ondan dinlemek gerek eduardo’yu ancak o anlata bilir. Kitabı anlatmaya geçmeden önce zaten çoğunu alıntılandım.kandan doğar insanlar.ya kan emici olursun yada kana karşı.Eduardo da kandan doğan ve kana karşı bir kalem,doğduğu topraklara kanı gemiyle beyaz adamlar getirmişti ve o gün bungündürde kan hiç eksik olmamıştır.şuna bir çok coğrafya da olduğu gibi.Tarihin gerçeklerini o tatlı mizahıyla anlatmış,yoksulluğu,aşkı,savaşı,kadını,çocuğu,ezilmişlerin tarihini anlatmış. Ben, Güney Haçı’nın yıldızları altında doğup büyüdüm. Nereye gidersem gideyim bu yıldızlar peşimden gelir. Pırıltılı Güney Haçı’nın altında, yazgımın aşamalarını yaşarım. Tanrım yoktur benim. Olsaydı, karşıma ölümü çıkarmasın diye yakarırdım ona; henüz erken, derdim. Önümde gidecek uzun bir yolum var. Uluyarak selamlamadığım dolunaylar, beni daha ışığa boğmamış güneşler var. Henüz dünyanın, yedi tane olduğu söylenen bütün denizlerinde yüzmüş değilim; ne de Cennet’in, dört tane olduğu söylenen bütün ırmaklarında. Montevideo’da bir çocuk şu açıklamayı yapıyor: “Hiç ölmek istemiyorum, çünkü sonsuza dek oyun oynamak istiyorum.”

Kucaklaşmanın KitabıEduardo Galeano · Can Yayınları · 1994610 okunma

··

517 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tamara