Gönderi

KALP KIRMAK Ziya paşanın: "Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir./ Elbette olur ev yıkanın hanesi viran.." sözü gibi, herkes ne ederse kendine eder. Kalp kıranın muhakkak bir gün kalbi kırılır. Nereden geldiğini ve nasıl olduğunu bile anlayamaz. Hem Kabe'den daha mübarek olan insanların kalbini kırıp sonra Kabe'ye yönelmek bir şey ifade etmez. Çünkü kalp kırmak ibadetleri boşa çıkarır. Bu konuyu gönül ehli Yunus Emre şöyle ifade eder: * “Eğer bir mü'minin kalbin yıkarsan / Hakk'a eylediğin secde değildir." Başka bir yerde ise: “Bir kez gönül yıktın ise./ Bu kıldığın namaz değil./ Yetmiş iki millet dahi./ Elin yüzün yumaz değil. Bir gönülü yaptın ise. / Er eteğin tuttun ise, / Bir hayır dua ettin ise, / Birine bindir az değil.” buyurmuştur. Mevlana(k.s.) da insanı önemser ve onu sevmenin ibadet hazzında bir kulluk olduğunu belirtir. Bu yüzden birileri daha yaşarken kalplerde ve akıllarda ölüp unutuluyor ama aşk çağlayanı Mevlana 750 sene sonra bile diri, canlı, etkileyici ve gönül kazanıcı olabiliyor? Mevlana(k.s.) aşk ve sevginin kaynağının gönül olduğunu, gönlün Kabe’ye eşdeğer olduğunu belirterek şöyle der: * Eğer senin gönlün var ise, gönül Kabesini tavaf et! topraktan yapılmış sandığın Kâbe'nin manası gönüldür! * Yıkılmış bir kalbi, gönül kubbesini tamir etmek, yüz defa Hacc'a gitmekten hayırlıdır. * Bir adamın ayağına diken batınca ayağını dizi üstüne kor. İğne ucu ile diken başını arar durur. Bulamazsa orasını dudağı ile ıslatır. Ayağa batan dikeni bulmak bu derece müşkül olursa, yüreğe batan diken nicedir? Cevabını sen ver! …….. İnsanlar arasında bazen bazı problemler çıkabilir. Tartışmada en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmadan kaçınmaktır. Çünkü kalp kırarak hayırlı sonuç alınmaz. Eski dilde “dil yarası” diye tabir edilen yara da gönül yarası / kalp kırılmasıdır. Çünkü bu tabirde dil, gönül ya da kalp demektir. Aslında günümüzde oluşan dargınlıkların, kırgınlıkların temelinde milli ve manevi temellerimizi oluşturan değerlerden uzaklığımız var. İşte o temelleri bina eden iki büyük mimar da Mevlana ve Yunus Emre’dir. Onları biraz anlayabilsek toplumsal olarak sevgi, saygı ve hoş görüde çok daha fazla yol alacağımız aşikardır.
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.