Gönderi

200 syf.
9/10 puan verdi
Bataklıktan zambaklara…
Öncelikle ilk söylemek istediğim , hayata atılmadan herkesin bu kitabı okuması gerektiğini düşündüğümdür. Her şeyden önce hayatta yapıcı olmayı ve birleştirici olmayı öğrenmiş olacağız. Grigory Petrov'un 1920'li yıllarda yazmış olduğu ve Findanliya'nın kuruluşunu, bir bataklıklar ülkesi iken Beyaz Zambaklar Ülkesine dönüşümünü anlatıyor. Bu kitap bir çok yönden incelenebilir ancak benim -okurken en çok dikkatimi çeken ve en çok etkilendiğim- üzerinde duracağım konu ayrımcılığı çözme hususu olacak. Biz ana karakteremiz olan Wilhelm Snelman’ın ülkesinde yaşandığını gördüğü toplumsal, idari, sanatsal… problemlerin sebebiyle içinde yanan ateşi ve bu ateşi söndürme çabasını görüyoruz. Gördüğü problemler karşısında susmayan görmezden gelmeyen Snelman bu problemlere hep çözüm üretmeye çalışıyor. Yükün ağır olduğunu kabul ediyor ve bu yükü sırtlanıyor. Kendisine bu süreçte teklif edilen makamları da reddediyor kendini halkının yetişmesine adıyor. Bu süreçte temelde yaptığı şey halkı birleştirmek. Aydın kesimin cahil diye halkı ötekileştirdiği, halkın çok bilmiş kibirli diye aydınlardan nefret ettiği, yüksek rütbeli askerlerin erlerden, halkın din adamlarından , din adamlarının aydınlardan rahatsız olduğu birbirini çekemeyen birbirinden uzaklaşmış bir millet. Böyle arka arkaya yazdıklarımı kitapta okurken ülkemin şimdiki halini okuyor gibi hissettim ve çokça hüzünlendim. Bu kadar kutuplaşmaların, birbirinden uzaklaşmanın olduğu ortamda Snelman, her kesime gidip ülkenin o anki durumunda bütün herkesin payının olduğunu, başkalarını suçlamanın mantıksız olduğunu ben ne yapabilirim bilincinde olmak gerektiğini aşılamaya çalışıyor. Bunu da çok güzel yapıyor. Özellikle ülkenin ücra köşelerindeki köylere gidilip halkın eğitilmesinin amaçlanması askeriyenin ikinci bir okul olarak görülmesi benim en hoşuma giden noktalardandı. Atatürk zamanında açılan Köy Enstitüleri ve Atatürk’ün özellikle subaylarına, askerlere bu kitabı okutması takdir edilmeli. Snelman halkın bütün kesimlerini birbiriyle barıştırıp bir amaç uğrunda beraber hareket etmelerini sağlıyor. Kendi kültürüne ve halkına düşman, yabancı, umursamaz olmanın ne kadar zararlı olduğunu anlıyoruz. Bizim ülkemizde de yıllarca sağcı-solcu, kominist-kapitalist, Türk-Kürt, Menzilci-Nurcu-Süleymancı, yazıcı-okuyucu vb şekilde kutuplaştırıldığımızı ve birbirimizden uzaklaştırıldığımızı farketmemiz gerekiyor. Toplumun her sınıfının bu ülkenin huzurunda bir paydaş olduğunu kabullenip kucaklayıcı bir şekilde gelişmeye çalışmalıyız. Burada Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun şu sözlerini paylaşmak istiyorum; “Bir millet her nesilde yeniden doğar. Yani bir milleti yaşatan kendi gelenekleri ve binlerce yıldır gelen kültürüdür. Kültür; Hakkari'de bale gösterisi yapmak demek değildir. Kültür; arada bir konsere gidip hava atmak değildir. Çağdaşlık; Moda'nın ara sokaklarında köpek gezdirmek değildir. Bizde böyle sahte çağdaş ve sahte aydın kesim yetiştirilmiştir. Bizde demeyelim. Her sömürgede böyle sahte çağdaş ve aydın sınıfı yetiştirilmiştir. Bunlar kendi kültüründen kopup kendi halkından tiksinen, kendi kültürüne yabancı, ama arada halkçılık edebiyatı yapan tipler yetiştirilmiştir. Sonra da bunlar Türkiye'nin başına bela edilmiştir.” Bu sahte çağdaşlık ile sahte aydın sınıfı ve bunların karşısındaki cahil halk zamanında Finlandiya’nın bir gerçeğiymiş. Bundan çok güzel bir biçimde kurtulup çağımızın medeni toplumlarından birisini kurmuşlar. Bu toplum düzenini oturtmaları 2 milyonluk nüfuslarına rağmen 25 seneyi bulmuş. Bu süreçte vazgeçmeden bir sürü fedakarlıkta bulunmuşlar. Daha önce sokaklarında gezdiğim bir ülkenin değişim hikayesini okumak , insanlarını çok soğuk bulduğum Finlandiya’nın ne derece geliştiğini kavramak aşırı keyif vericiydi. Sanırım o soğuk Finlilere biraz ısındım. Buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ediyorum 1k’daki ilk inceleme deneyimim-birazcık uzun ama- oldu. Yorumlarınızı, kitapla ilgili düşüncelerinizi yazabilirsiniz. Kitap üzerinde sohbet etmekten keyif alırım. Kesinlikle herkese tavsiye ederim. İyi okumalar‍️
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Nilüfer Yayınları · 2017100.6k okunma
·
164 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.