Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ben eskiden uzaklıklar, elyazması ve kırık bir sevinçtim, acının ve onarmanın bedenimi yuğduğu ak pak harç kuyusu, vuramadım kendimi temelli yapılara, sallantılı sevgi anıtı var ya şimdi, görenler şaşarlar hep ya, eskiden çok görkemli kulesinin ucundaki kocaman bir çalar saatin vuruşlarını gece gündüz kendi yürek atışlarıyla ayarlayan kimsesizler ülkesinin kralı, az köle azad etmemişti ama, hiç kimse onun ülkesinin göğünü kucaklayan kocaman ellerinin takılı olduğu bedeninin rengini görememiştir, ama oturduğu kulenin o çok küçük dar açılı penceresinden dünyaya açılmanın olanaklarını ince bir nakkaş gibi yüreğine işlemediğini de kimse söyliyemez. Eskidendi: elyazması nameler alırdın ve ne çok da yazardın. O küf kokulu yangın erlerinin kıkırdak sözcüklerle sıvadıkları sevgi iskeletlerine az mı can verdin. Hangisi anlayabildi senin yorgun kanatlarındaki dirençli ulaşma isteğinin uzaklıkları emebilici gücünü ki onlar varoluşun acımasız kervanlarını yıllarca sahte bir yüzle dürüstlüğün örnek kılavuzları gibi hep kendi yansılarına sürüklediler. Yanılgıyı ipek kefenlere sarıp ısrarla umudun doğurgan topraklarına gömmekten ne buldun. Sonunda kazancın göğsünü rüzgar acısıyla dağlayan bir yaşlı alışkanlık oldu. Doğrunun ve yalanın adını koyamadın sen, yanılgın bu. Ey bana titrek krallığımdan miras kalan yüreğimle isyancı askerlerine şefkat dağıtan sevdalı tekliğim, artık çöz salgınının iplerini ve kavruk bir çarpıntı olan bireyci gizemini dünyaya bırak, senin yırtıcı kuşlar ve güvercinler arasından ustalıkla geçirdiğin ışıltısız kırgın elbet saplanacak ilençli bir bulut bulur gökyüzü arenasında. Şimdi senin görevin eski elyazması namelerle geçmişin burgulu hüzünlerinin bıraktığı yaraları iyileştirmektir. Sevincini uzaklıklara bölerek çoğalttığın beklemenin savruk tadını, kırık dostlukların yarım yapalak içtenliklerinde unut artık. Önemli olan yaşadığının, yaşarken neler yaptığının , neler yapılacağının, büyük küçük iğreti şeylerin bilincinde olmaktır. Bu bilinci taşımak için her zaman erken sayılır. bunu bil. Hiçbir şeyin sonu yoktur. Bunu da Bir gün nasılsa bütün acılar eskiyecek. İşte hayat; yıllarca eziyetini üzerinde taşıdığın. ısrarlı bir gecikmeyle doludizgin koşturacak ne varsa hepsi yanında. başkaldıran çalar saatinin vuruşlarını duy. yüreğini kurtar. Vur umudunu karanlık ağaçlara Yorumla beslenen dallara köpürerek akan sulara Kır çiçeği kokusuyla aygınlaşan dağlara Kurcala yaşamanın gizemli torbasını Ekmeğin ve terin kardeşliğini kıskan Sana toprağı ve aşkı öğretecek Hayat denen anneye koş.
Sayfa 61
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.