Gönderi

344 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
YAŞIYOR MUSUN YOKSA YAŞADIĞINI MI SANIYORSUN
Bütün okuduğunuz kitapları bir kenara bırakın. Çünkü okuyacağınız bu kitap okumuş olduğunuz tüm kitapları kapsamakta. O zaman kitap hakkında derinsel olarak konuşmaya başlayalım. Kitabımızın kahramanı İbrahim, tekdüze hayat yaşayan kendini işine veren, emekli olunca da bir kasabaya yerleşmeyi hayal eden biri. Ama hayat hayallerinden çok farklı çıkmakta karşısına. İbrahim yine bir gün evden işe gitmek için sokak kapısını açar ama gidemez ne kadar adım atarsa atsın görünmez bir duvar vardır sanki, çıkamaz oradan. Geri döner ve işe gitmenin bir yolunu bulmaya çalışır. Etrafına baktığında her şey durmuş; saat, televizyon. Sokağa doğru bağırır ama kimse onu duymaz. Aklına kömürlükten çıkmak gelir ve oraya doğru koşar. Orada bir bekçiyle karşılaşır. Bekçiyle bir süre konuştuktan sonra bekçi ona "İbrahim neden senin adın İbrahim" der. Yazar bu soruyu birkaç defa sormuştur. Aslında İbrahim öylesine seçilmiş bir isim değildir. Buradaki İbrahim, Hz. İbrâhim'e bir atıftır. Çünkü Hz. İbrahim evreni, gökyüzünü izleyerek aklıyla Allah'ı bulmuştu. Tıpkı hayatını kaybeden İbrahim'in onu bulmaya çalışması gibi. "İçimde benden daha akıllı birisi konuşuyor sanki, ama ben onun kadar akıllı olmadığım için ne dediğini anlamıyorum." İbrahim kömürlükten çıkar ve işe gider her zamanki gibi. Ama gittiğinde ne sokakta ne de iş yerinde kimse yoktur. Çünkü İbrâhim sadece işe gitmek istemişti. Yolda bir ihtiyarla karşılaşır ve orada ihtiyar "Oysa belki de seni gitmek istediğin yere götürecek olan, başka birini gidemediği yere götürmendir." Aslında bu, hayatımıza giren her insanın bizim hikayemize olan katkısını hatırlatır. Her insan başka insanın hikayesinde bir rol alır. İbrahim bu ihtiyardan hayatını kaybettiğini öğrenir ve onu bulmak için Kayıp Hayatlar Bahçesi'ne gitmesi gerek. Peki ya hayatını kaybetmek ne demek? Ruhun bedenden ayrılması mı? Hayır. Hayat demek neden, ne için yaşadığını bilmektir. Tıpkı Oblomov'un dediği gibi "yaşamak bir beceri işidir" Kitabın ana konusu İbrahim in hayatını aramasıyla başlar. Aslında kitap bir nevi bilinçaltına yolculuk yapar. İbrahim hayal aleminde kendini bulmaya çalışır(burada Puslu Kıtalar Atlası'nı ve Amak-ı Hayal'i anımsatan anılar gelir karşınıza) Bu hayal aleminde karşılaştığı insanlar ona hep, bir sonraki yolculuğunu bildirir ama İbrahim bu mesajları anlamazsa tekrar aynı yere döner. Bu hayatın ta kendisi değil mi? Allah'ta bir sınavı geçemezsek tekrar tekrar aynı sınava tabi tutmaz mı bizi. Taki o sınavı geçene kadar. İşte İbrahim de yolculuğuna bu şekilde devam eder. Yolculuğunda saniyeler içinde mevsimler değişiyor yıllar geçiyor. Bu da hızla akıp giden hayatımızı temsil eder. Kitapta bir adam İbrahim'e "her olay seninle ilgili değildir üzerine alınma" der. Evet bizlerde dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü sanırız. Oysaki her insan kendi hikayesinde başroldür. Belki bizde başkasının hikayesinde figüranızdır. Öyle değil mi? İbrâhim'e bir kitap verilir içi bomboş olan aslında boş değildir İbrahim okuma bilmediğinden okuyamaz. Burada vurgulanan şey hayatı okuyamayışıdır. Elinde bulundurduğu kitap levhi mahfuzdur. Hepimizin kaderi yazılıdır ama bizler yaşayarak o kader oluşur. Tıpkı İbrahim'in hayatın anlamını anladığında defteri okuması gibi. İbrahim ormanda bir adamla karşılaşır suya bakan bir adam ve İbrahim in her geldiğinde baktığı şeyin değişmesi. Burada yazar çok ince ayrıntıya değinmiştir: Hayat, şuur, bilinç, akıl ve kalp. Bu, tasavvuftaki insan-ı kamil olma basamaklarıdır. Aslında İbrahim yolculuğu boyunca İnsan-ı kamil olma yolunda ilerliyordu ve bu basamakları geçerek ona ulaştı. Bunun dışında toprak, ağaç, balık, su bunlarda bir şeyleri temsil eder. Hayatın 4 temel öğesine atıfta yapılmıştır. Ateş, su, toprak, odun... İbrahim yolculuğunun sonuna gelirken bir trende kör olur aslında kör değildir trenin hızından kör olduğunu sanır. Bu da bizim hayatın hızından kaçırdığımız şeyler değil mi? Etrafımızda olan biteni fark etmiyor hep erteliyoruz. Görmemiz gerekenleri görmüyoruz. Son olarak aşkı bulan İbrahim elindeki kitabı okumaya başlar ve küpteki yerini alır. Aslında küp bizdeki mezarı temsil eder. Hayatı boyunca işe gidip emekli olunca dinleneceğini hayal eden İbrahim, ertelemelerinin karşılığını bulamadı. Hani der ya "Erteleyenler helak oldu" diye. İbrahim ve nice İbrahimlerde hep sonra yaparım derken yok olup gidiyorlar. Kitap belli birikime sahip insanların anlayacağı türden. Çünkü yazar Tutunamayanlara, 1984 kitabına atıflarda bulunmakta. Ve tabiki tasavvuf bilgisinide es geçmemek lazım. Lao tzu nin kitaba uygun çok güzel bir sözü vardır. "Tanrı, size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyleki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır." İbrahim'in ve bizlerin karşılaştığı insanlarda tam olarak bunu gerçekleştirir. Evet son olarak kitabın en sevdiğim cümleleriyle yazımızı tamamlayalım. "Ama sadece özel insanlar hayatlarını kaybettiklerini fark eder. O özel insanlardan daha da özel olanları sadece hayatlarını bulmak için bir çaba içine girer. O özellerden de daha özeli sadece ve sadece buraya kadar gelmeye muvaffak olur. " Unutma bu kitabı okumaya başladıysan sende özel bir insansın. Haydi hayatını bulmaya başla... Yazarken daldan dala atladığımı düşünmüş olabilirsiniz ama kitapta da olaylar böyle atlamalı bir şekilde. Not: Kitabı her saniyesini dikkatle okumalısınız. Çünkü olaylar çok hızlı ilerlemekte ve bu hızda kafa karışıklığı yaşayabilirsiniz. Kitabı bir solukta bitirmek yerine yavaş yavaş, düşüne düşüne okumanızı tavsiye ederim. Beyin yakma konusunda çok iyi bir kitap ama size katacaklarından çok memnun olacaksınız iyi okumalar.
Güray Süngü
Güray Süngü
Merdümgiriz Semra
Merdümgiriz Semra
İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır
İbrahim’in Kaybettiğini BulmasıdırGüray Süngü · İz Yayınları · 2020492 okunma
··
584 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.