Saf Oğlan ismiyle dilimize kazandırdığı için bu başlığı kullanmak istedim. Aslında kitabın orijinal ismi "İçten" kelimesiyle karşılık buluyor dilimizde. Kitaba bu isimlerin verilme sebebini irdeleyerek başlayalım o halde incelemeye.
Ana karakterimiz bir Huron'dur. Huron'lar Ontario Gölü'nün kuzey kıyısında yaşayan bir Kızılderili kabilesidir. Safdil bir dövüşte esir düşmesiyle İngiltere'ye götürülür, İngilizlerin onu serbest bırakmasıyla da Fransa'ya gelir çünkü kendi deyimiyle yeni diyarlar görmeyi seven biridir.
Annesini de babasını da hiç tanımamış, belli bir eğitimden geçmemiştir. Adeta boş bir levha gibidir ve en belirgin özelliklerinden biri aklına geleni şakkadak söylemesidir. Herkesin "toplumsal kurallar", "kibarlık", "çıkarları göz etme" gibi sebeplerle söylediklerini eğip büktüğü, eksilttiği ya da değiştirdiği zamanda Safdil, hiçbir kaygı gütmeksizin söyler söylemek istediklerini. İşte ismi de buradan gelir...
Fransa'ya ayak basar basmaz karşılaştığı ve himayesi altına alındığı aile Hristiyan bir ailedir. Dolayısıyla ilk işleri, dünyadan habersiz bu çocuğu bir Hristiyan yapmaktır. Safdil buna itiraz etmeyerek dini öğrenme çabasına girişir ancak sorduğu sorularla ve süreğen itirazlarıyla, aileyi çokça terletir.
Kutsal kitabın tamamını okuyup öğrenen Safdil, kendisinden "Dinin gereği" olarak istenen her isteği sorgulayarak okuduğu kitapta öyle olmadığını söylemekten dili yorulur. Üstelik öğrendiklerini de bir türlü mantığına oturtamaz ve bu doğrultuda sorduğu sorulara mantıklı cevaplar alamaz. Safdil, adeta boş bir levha gibidir demiştik ya, bu onun yalnızca bilgisiz olduğunu göstermez bize, aynı zamanda önyargısız olduğunu da gösterir. Kafasına aldığı her bilgiyi sıfırdan alır ve onun süzgeci yalnızca mantığıdır. İşte bu yüzden herkesten farklı bir düşünme şekli vardır.
Uğradığı bir haksızlık sonucu hapse düşmesiyle hayatının kırılma anını yaşar Safdil. Hapishane arkadaşının itmesiyle kendini okumaya ve öğrenmeye adar. Öğrendiklerini derhal benimsemek yerine ha bire sorgular. Yaşlı, deneyimli ve bilgili hapishane arkadaşı bile ondan çok şey öğrenir bu zaman diliminde. Hapishaneden çıktığında, tarih, edebiyat, geometri gibi birçok alanda bilgi sahibidir artık.
Yalnızca dini eleştirileri değil, bürokrasinin yozlaşmışlığını, adaletin işlevsizliğini, liyakatin gölgelenişini, rüşvetin ve yolsuzluğun normalleştirilmesini, kadrolaşmayı ve adam kayırmayı da derinlemesine işler bu kısacık eserinde Voltaire. Yalnızca dipnotlarda bile öyle bir bilgi deryası var ki, bu kitabı okumayan çok şeyden eksik kalır. Okumayan herkes mutlaka ve mutlaka okumalı bu eseri. Diğer Voltaire kitaplarında buluşmak üzere :)
SafdilVoltaire · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020603 okunma