Gönderi

-sendeki kafası güzel yaraya kandım zehra- seninle bir aynanın sırrı gibi bakışmaktayız kırıldığımız yerden bir keskinlik uzuyor yılgın tabiatlı nehirlerin aktığı beyaz bileklerimize seninle belediye otobüsüne binmek gibi bir tedirginlik içimizde terimzi çekmeyecek atletsizlikle yani zehra, bu ten ne allasen babanın malı gibi bizi hor kullanman ve her nefes alışında yüzüme ölü serçeler çarpman... sendeki bu kafası güzel yara onunla daha bir deli duruyor duvardaki yasa gögsünde büyüdükçe büyüyen o muhteşem kırmızı diri sana kimse şiir yazmasın bırak! ben yazarım allahın ipine tırmanır gibi yazarım ateşlerin kalbine piramit diker gibi yazarım şavaşlarına zafer fısıldayan ölü kumandanlar gibi doğurgan lohusa topraklar gibi parmaklarını şıklatan peri tozları gibi cahilden cesurluk, zalimden zerafet yürüterek yazarım gözlerin ki hokkası mürekkebin babilden kaçan sarhoş bir bahçe gibi babilden zehra ,babilden hiç kaçar mı üzümler takılıp zindan boylu çöl kervanlarının peşine... bazı zamanlar çok ateşleniyorsun zehra bu, ormanlar doğurmama engel olmuyor ateşleniyorsun ve kalbimi tek ilaha doğru kalbimi israya kalbimi kaburgamdaki güle doğru biteviye sancılara doğru doğrultuyorsun. Kalbine dokunmasam tek bir harf yürümüyor cümlesine kalbine dokunmasam hiç bir çocuk , hiç bir ayna gülmüyor kendi yüzüne kalbin diyorum ikidirhem bi çekirdek elleri kiraz ağaçı , dilleri ömürlük bir kelebek Allahım zehranın kalbi çin de biraz merhamet şeyhlerin rabıtalarından biraz masal prangalı cennet misali taa Kâlû belâdan beri tâ ki Ve'l-ba'sü ba'de'l- Mevte değin pürmelal bir gol edasıyla sendeki bu kafası kırık yaraya kandım zehra...
·
187 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.