Gönderi

Bir zamanlar bir elf kızı vardı, Bir yıldızdı sanki gündüz parlayan: Ak mintanı altınla bastırılmıştı, Pabuçları ise gümüş beyazından. Alnına bir yıldız iliştirilmişti Bir ışık yanardı saçlarında Tıpkı parıldayan güneş gibi, Latif Lórien'in altın dallarında. Saçı uzundu, bembeyazdı teni, Güzeller güzeliydi, hürdü; Rüzgârda bir ıhlamur yaprağı gibi Hafifçeçik yürürdü. Nimrodel çağlayanları yanındaki Berrak ve serin suyun eteğinde, Saçılan gümüş gibi akardı sesi Parlayan gölün içlerine. Nerelerdedir bilinmez şimdi, Gölgede mi dolanır, günışığında mı Çünkü Nimrodel kayıplara karıştı Dağlarda kayboldu gitti. Bir elf gemisi, dağın rüzgârdan koruduğu Boz limanda Onu günlerce bekledi durdu Uğultulu denizin kıyısında Bir gece bir yel esti gürleyerek Kuzey Toprakları'ndan bu yana Yükselen medde sürükleyerek Götürdü gemiyi elf sahillerinden uzağa. Soluk Tan yerinde gözden yitmişti kara Kör edici su zerreciklerinden tüylerini Püskürten dalgaların ardında Batıp gidiyordu dağlar ufukta Amroth kaybolan sahile bir göz attı: Kabaran denizin kıyısı görünüyordu, Ve bu imkansız gemiye lanet etti Nimrodel'den uzağa götürdüğü için onu Bir Elf Kralı'ydı eskilerde Hükümdarıydı vadilerle ağaçların, Altın rengi olduğu zamanlarda Zarif Lothlórien'de bahar dallarının. Baktılar ki atlamış, yaydan çıkan ok misali Dümen yekesinden denize, Rüzgârdaki martı gibi Dalmış gitmiş derinlere. Uçuşan saçlarının arasında rüzgâr, Etrafında parlıyordu dalgaların köpükleri; Uzaklarda güçlü ve zarif yüzdüğünü gördüler, Süzülerek gidiyordu sanki bir kuğu gibi. Ancak Batı'dan hiç haber gelmedi Beri Sahil'de yaşayanlara, Bir daha hiçbir şey işitmedi Elf Halkı, Amroth hakkında
Sayfa 408 - Metis EdebiyatKitabı okudu
·
121 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.