Gönderi

282 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
2022 (Pars) yılında okuduğum 13.betik [Yelin ayının ilk betiği]
Murat Kaya Beşiroğlu'nun verdiği cesaretle Kaan Güler ile birlikte yazdığı hayran kurgu romanlarının bir kaç bölüm öyküsüyle temasına göre Kayıp Rıhtım aylık öykü seçkilerinde yer aldım. Kayıp Rıhtım'ın bir üyesi olmaktan gurur duyuyorum. Bu öykü seçkisi, 15 yıllık Kayıp Rıhtım'ın geç gelen öykü seçkisi oldu. Bu öykü seçkisinde dört kalemi tanıyorum. Psikolojik Gerilim türünün yakışıklı yüzü Hakan Bıçakcı ile Korku-Gerilim türünün sevimli yüzü olan Mehmet Berk Yaltırık'ın yanı sıra hem bilimkurgu hem de korku gerilim seçkilerinde yer alan Seran Demiral ile Murat S. Dural'ın öykülerini de okudum. Dört tanıdığım kalem, acaba kendi türlerinde yazdılar mı? Gelin bu sorunun yanıtını öykü öykü yazdığım yorumlarda bulalım. Umacı (Mehmet Berk YALTIRIK); Bir Osmanlı döneminde korku-gerilim öyküsünde taşra hayatı ön plandadır. Korku-gerilim %25 civarlarında öyküde diyalog kısımları paragraf şeklinde yazılması öyküye birazcık sıkıcılık verirken İns ile cin türleri arasındaki gerilimin nedeni ins olduğunu sanki zamanda yolculuk yaparak öğrenmiş. Cin ne istediğini bilirken ins ise her zaman bir kurnazlık peşindedir. Cin türünün ins türünden üstün özelliklere sahip olduğunu her seferinde unutuluyor. Keşke bir defa korku-gerilim öyküsünde mutlu son olsaydı yani Süleyman, yosma yerine cinin istediğini öldürseydi belki daha güzel olurdu. Hakim olduğu türden yazan Yaltırık'ı tombiş yanaklarından kocaman öpüyorum. Bu seçkideki favori isimlerimden biriydi. Zamanın Belirsiz Bir Yankısı (Suat DUMAN); Nutkumu tutuklu bir şekilde öykü bitti. O kadar gerçekçi bir atmosferi var ki gerçekten böyle bir olay oldu mu? diye kendime soru soruyorum. Keşke devam etseydi Hepburn ve kocası kim olduğunu öğrenirdim. Keşke ben de 2016 yılında yaşadığım kötü günün belirsiz yankısını görseydi karakter gibi kaçmak yerine o ana müdahale ederdim. Belki hayatımda her şey yoluna girerdi. Hepburn, onun eşi olabilirdi çünkü kadın, eşinin onun farkına varması için onun dikkatini çekmek için böyle bir oyun oynamış olabilirdi. Umarım öykünün yazarı yorumumu okur da bana döner çünkü bu öykünün devamı çok merak ediyorum. Özelliksiz (Seran DEMİRAL); Ucube temasına %25 oranla örtüşen bilimkurgu öyküsünde bir gencin geleceğe gözlerini açmasıyla yada Doronthy gibi rüzgarla başka zamana sürüklenmiş olabilir. Bu öyküde engellileri dışlayan zihniyetini çok güzel bir dile eleştirmiş. Bilimkurguya birazcık korku-gerilim damlatılmış. Demiral kendini hangi türün kalemi olarak ettiğjni kestiremesem de bence onun alanı psikolojik gerilim bilimkurgudur. Öyküde kendimi Ali gibi görüyorum. Yaşadığım çağda engelli olsam da beni sağlamlardan ayırt eden özelliğimin bilincindeyim. Aklım ve kalbim sağlıklı olduğu için sevgi dolu insanım. Kimine anormal görünsem de kiminin de hayatlarındaki eksik yapboz parçası gibiyim. Ucubeliğimle veya hilkat garibeliğimle gurur duyuyorum çünkü aklım ve kalbim sağlıklıdır ve sevmeyi sevilmeyi biliyorum. Çöp Atmaya Çıkmış İnsan (Hakan BIÇAKCI); Kalemin psikolojik gerilim eserlerini okurken sanki kabuslarla dolu bir hologramın içinde yaşadığımı his ediyorum ve karakterlere "Uyan! Bu gördüğün anormaller hepsi rüyadır! Uyan!" desem de sesim çıkmıyor gibi his ediyorum çünkü kalemin gücü karşısında tutukluk his ediyorum. Bu öyküde birazcık heyecan, merak ve akıcılık olsa da ucube temasına dair bir emare göremedim. Klasik bir uykusuzluk sonucu oluşan kişilik bozukluğu işlenmiş öyküde. Muhtemelen adam işten çıkarıldığı için zaman içinde psikolojik bunalıma girerek uykusuz günler geçirmiştir. Hanımefendi (Deniz ERBULAK); Temaya uygun öykülerden birini daha okudum. Korku sahnesini daha başarılı yazılsaydı ürpetici korku-gerilim öyküsü olurdu. Türümüz neden cin tayfasından kötü olanları kurguluyorlar? Neden bizler gibi Tanrı'ya iman edenleri kurgulayamıyor. Acaba yüzyıllardır üstünlük duygusu yerini korkuya mı bıraktı. Eminim onlar kendileri hakkında yazdığımız öyküleri olsaydı kesinlikle hem kızarlardı hem de gülmekten yerlere serilirdi. Genelde aldığımız mesaj; tekinsiz yerlere destursuz girdiğimiz için onlar da bizleri korkuttuyorlar çünkü bizler konusunda detaylı bilgilere sahiptirler. Dünya hepimize yeter de artar da. Kardeşçe bir arada yaşayabiliriz. Bozulmamış Kırmızı Gül (Ekin AÇIKGÖZ); Ucube temasına uymayan hilkat garibesi dediğim mutant polisiyesi okudum. Başlarda durağan geçen öyküde köydeki bir ailenin lanetli olması efsanesinin temeline indik. Burada görüyoruz ki türümüz para denilen puta taparken kendine türüne verdiği zararı ısrarla görmemektedir. Halk bu öykü sayesinde bir şekilde suların arıtılmalıdır çünkü mutantlık kimlerin gözünde ucube olurken kimlerinin de yüreklerine dokunur ve gerçeğin peşine düşerler. Polisiye tarzını pek okumuyorum ama bir yabancı şarkıdan esinlerek öykü yazılıyorsa Türk'ün zekası ortadadır. Şarkıdan öykü yazan ulusumuza ilham perilerine ihtiyaç kalmıyor kısmen de olsa. Boşluk Olması Gereken Yerde Değil (Eda İŞLER); Ucube temasına uymayan bilimkurgu öyküsünde ezelden beri gelen cinsel dürtünün önemini anlatıyor. Adet görme; insanlık tarihinin başında var mıydı yok muydu? diye tartışıla dursun. Cinsel dürtünün erkeklerde oluşumu; Habil'in ölümünden sonra Tanrı tarafında Adem (AS)'a verilmiş çünkü Adem (AS), Habil'in ölümünden sonra çok üzüldüğü için 130 yıla yakın Havva annemize el sürmemiş. Tanrı, bir gün ona bu dürtüyü verince bunun sonucunda Şit (AS) doğdu. Bu bilginin doğruluğunu bilemem ama Musevi midraşlarında geçer bu hadise. Adet ve cünuplük, insan bedenin sağlığı için önemli bir durumdur çünkü ölü üreme hücrelerin dışarıya atılması lazımdır. İnsanın bedeninde kalsa büyük hastalıklara neden olur. HoloDate (Ezgi POLAT); Ucube temasına uymayan bir distopik bilimkurgu öyküsünde salgının hala devam ettiğini görüyoruz. Ucube ile hilkat garibesi tanımlarını ayırmamışlar. Üç boyutlu MSN programın adı HoloDate yerine HoloFace adı verilir çünkü HoloDate adını duyunca tarih olayları Hologram olarak üç boyutlu olarak evin içinde canlandırması geldi aklıma. Çok güzel bir öyküye benzediği için geliştirmeye açık bir öyküdür. Bu öyküde kendime ait anı buldum. Ben de tanıştığım insana engelli olduğumu diyemedim yazışırken. Onunla buluşmaya gidince ne bilim onun gözünde yalancı durumuna düştüm. Oysa bir insan acıyarak beni sevmesini istemem çünkü önemli olan beden değil kalptır ve karakterdir. O arkadaşımın yanında kendimi hilkat garibesi olarak gördüm ve ona layık olmadığımı his ettim. Gece Mavisi (S. İpek ORTAER MONTANARİ); Ucube temasına tam uymayan bir gerilimvari öyküdür çünkü oldu bittiye getirilmiş olduğu için kurgudaki esrarengiz durumu idrak etmek konusunda zorluk çekiyoruz. Öyküde kendime dair izler buldum. Güya çocukluk arkadaşlarım, Toygun'u bana karşı koz olarak kullanacaklar. Kendi ağızlarıyla bunu itiraf ettiler. Ben onların gönüllerine göre hareket edecekmişim de onlar da Toygun ile konuşup onunla barışacaktım. Toygun'u ilk kez tanışmada çok sevdim ama kimsenin kuklası olmamak için yedi yıl boyunca Toygun'la hiç konuşmuyordum. Bu süre zarfında Toygun'dan vazgeçmedim ve onu geri kazanmak çok çaba sarf ettim. Tanrı'nın izniyle bir gün çabamın ödülünü alacağına inanıyorum. Minibüso Diskoteko Murra Murra (Müge KOÇAK); Değerli okurlar, Kayıp Rıhtım Sirki'ne hoşgeldiniz. Spot ışıklarıyla aydınlanan Müge Hanım ve onun yarattığı Yaşar'ın mezdeke oynadığını görüyorsunuz. Minibüso Diskoteko onu buraya getirdi. Yaşar, yaşadığı hayatın sitemini Müge Hanım'a sunarken Müge Hanım, kıvrak zekasıyla mezdeke müziğini açıp onunla dans etmeye başladı. Müge Hanım, yarattığı Yaşar'ı Mitat Karaman gibi bir kahraman isterken yüzüne gözüne bulaştırdı. Laf aramızda olsun. Ben bu işe el atsam Yaşar'a Umut adında bir kadın gönderirdim ve Yaşar'ın hayatı normale döner. Müge'nin yazdığı kaderi okurken yüzüme gülümseme geliyor. Okurken de zevk aldım ama ucube temasına tam uygun değildir bu kader yazması. Göz (Hikmet HÜKÜMENOĞLU); Korku-gerilim ile bilimkurgu türleri arasında bir yerde olan öyküde korku-gerilim unsuru yok denecek gibidir yani öyküyü okuduğunuzda tüyleriniz diken diken olmuyor. Aslında başarılı olabilecek öyküde mekan geçişleri tam oturmamış. Ne ara müşteriyi aldığı yere geldiğini anlamadım. Mekan geçişlerini tam oturulsaydı kurgudan zevk alırdık. Heyula olarak adlandırılan üç gözlü yaratık, şeytani cinlerden (kara çorlardan) biri olduğu ortadadır çünkü insanlar, onların dilini bilmiyorlar. Kara çorlar neden insanlara zarar vermek istediğini anlamadım. Kurguda karakterin onlara karşı saldırgan bir tutumu yoktur. Ucube teması genellikle korku gerilim temalarında biri olduğu için bilimkurgu, fantastik ve tuhaf kurgu türlerinde korku-gerilim izleri taşımalıdır. Seçkide yer alan yirmi öykünün dokuz tanesi hiç beğenmedim çünkü ya ucube temasına uygun görmedim ya da yerli eserlere uygunluğunu göremedim. Beğenmediğim öykülere yorum yazsam benzer şeyler yazacağım için yazmadım çünkü kısır döngüyü hiç sevmiyorum. İki tane öykü, öykü türüne hiç uymamış. Öykü kisvesi altında tam bir saçmala ve kafa ütüleme yazısıdır. Okuyup okumamayı sizlere bırakıyorum çünkü kısmen beğendiğim betiği belki sizler sevebilirsiniz çünkü her insanın bir zevk yelpazesi vardır. Betikle kalın....
Tüm Panayırların Heyulası
Tüm Panayırların HeyulasıKolektif · İthaki Yayınları · 202270 okunma
·
1,016 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.