Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Çirkinlik kötülüğün yükünü taşır.
Bu kitap bende uzun bir süre sonra bir şeyler yazma isteği ve ayrıca roman dışında çok fazla okuma yapmayan ben için bu tarz kitapları daha fazla okuma isteği uyandırdı. Bu açıdan da önemli benim için. Neler yazabileceğim, aklımdakileri yazıya dökebilecek miyim bilmiyorum ama başlayalım bakalım. Kitapta işlenen üç karakterden beni en çok heyecanlandıran ve bu kitabı okumamda önemli bir yere sahip olan Lord Henry'dir. Neyse geçelim kitaba :) Kitap öncelikle kötülük kavramının detaylı bir şekilde incelenmesiyle başlıyor. Eski zamanda kötülüğe bakış ile şimdiki zamandaki kötülüğe bakış ve edebiyattaki işleniş biçimi ele alınıyor. Aristoteles'e göre iyiyi ve kötüyü seçmek insanın elindedir. Sokrates'e göre ise kötülük bilgisizlikten doğar ve kimse bilerek, isteyerek kötülük yapmaz. Burada Aristoteles ve Sokrates'in kötülüğe bakış açıları karşılaştırılmıştır. Aristoteles'in bakış açısı daha gerçekçi, ben burada biraz daha Aristoteles tarafındayım. "Çünkü eylemlerimizi belirleyen, arzularımız doğrultusunda şekillenen tercihlerimizdir. İyi ve ahlaki olan eylemin ölçütü, bilerek ve isteyerek yapılmış olması ise, kötülükte de durum benzerdir." Kant'a göre ise kötülük insanın içindedir. İçimizde kötülüğe karşı bir eğilim her zaman vardır. Ben bu kısımları okuduğumda aklıma Benim Adım Kırmızı'daki şu alıntı geldi. "Ellerine daha cinayet işleme fırsatı geçilmemiş oldukları için pek çok kişi masum zannediyor kendini." Kötülük de biraz böyle değil mi? Herkesin içinde kötü bir yan vardır. Bazen baskılarız, kendimizce iyi olmaya çalışırız ancak öyle bir an gelir ki o baskıladığımız duygular gün yüzüne çıkar. Bu bölümde kötülüğün sebepleri üzerinde de durulmuştur. Ancak bazı kötülüklerin sebebinin olmaması da unutulmamıştır. Burada benim aklıma Otomatik Portakal kitabındaki Alex ve arkadaşları geldi. Kitapta Alex önderliğinde genç bir grup sürekli şuç işleyip, bir şekilde herkese hayatı zindan eden kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Tabi bu gençlerin kendi aralarındaki çatışmalar da ayrı bir durum. Sanırım bu örnek, bu kişilerin salt kötü oldukları için kötülük yapıyor olmalarına örnek olabilir. Bazen insanlar yaptıkları kötülüklere bahaneler bularak yaptıklarını aklama çabası içine giriyorlar ancak burada Hacer Selçuk'a kulak verelim. "Yapılan kötülüğün bir sebebinin olması, onu anlaşılır veya makul yapmamaktadır. Burada da aklıma Banker Bilo filminde Şener Şen'in 'Sor bakalım niye yaptım' repliği geldi :) Yazar kötülük kavramından sonra içine estetiği de katıp kötülüğün estetiğini bizlere anlatıyor. Kötü kavramı eskiden daha çok çirkin olarak algılansa da sonrasında edebiyatın içinde anlatımla beraber cazip ve ilgi çekici hale gelmiştir. Bunu en güzel yansıtan karakter de Lord Henry'dir. Sonrasında da "Kötülük ve Teoloji" Kötülüğün ortaya çıkışı yaratılışa dayanmakta ve şeytanın isyanı, Adem ile Havva'yı kandırması, sonrasında Habil-Kabil savaşı kötülük bağlamında bizlere aktarılıyor. Adem ile Havva'nın yasak elmayı yemesinde Şeytan'ın payı olsa da yine de onlarınki bir seçimdir. Yazar burada Jeffrey Burton Russel'dan şu alıntıya yer veriyor. "Tanrı insanlığa iyi ile kötü arasında seçim yapma hakkı vermeseydi, İblis'in kini sonuçsuz kalabilirdi. İblis ilk erkek ile kadını günaha mecbur etmedi; onlar günahı özgürce seçtiler." Bir diğer başlık ise "Edebiyat ve Kötülük" Burada ilk başka Shakespeare ve Baudelaire''in kötülüğe bakışı ve eserlerinde yer verdikleri karakterleri kısa kısa görüyoruz. "Shakespeare, kötülüğün şeytan, cadı, hayalet gibi “kötü ruhlar"dan ziyade insana özgü olduğunun farkındadır. Bu çeşit bir kötülüğün daha gerçek ve inandırıcı olduğunu anlamıştır. Kötülüğün, insani bir taraf taşımasının yanında, insanların sadece kötülük olsun diye kötülük yapabileceğinin de farkındadır. Shakespeare'i deha yapan, kendi döneminde ve hattâ tüm çağlarda etkili kılan şey, zihninin zenginliğini kullanmasındaki başarısıdır. Shakespeare, aklı, yolunu aydınlatmada bir ışık olarak kullanabilir ve kahramanlarına da bu özgürlüğü tanır." Sonrasında Türk Edebiyatında kötülüğün yerine değiniliyor. İlk başlarda yazılan eserlerin daha fazla topluma fayda sağlama, onlara yol gösterme, ders verme amacı ile yazılması bakımından iyi ve kötünün çatışmasında iyiliğin hep ön planda olduğu görülür. Bu bölümde ise Edebiyatımızdaki kötülerin durumu masaya yatırılmış. Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Felâtun Bey ile Râkım Efendi, İntibah, Zehra, Araba Sevdası, Mürebbiye, Mai ve Siyah, Sözde Kızlar, Aşk-ı Memnu.. bu eserlerde yer alan kötü karakterlerin kısa bir fotoğrafı çekilmiş ve sonrasında kitaba kaynak olan üç karakter Goethe'nin Mephistopheles'i, Oscar Wilde'ın Lord Henry'si ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Suat'ı derinlemesine işlenmiştir. Bu kısımda kitapları okumamış kişiler için spoiler yer alsa da bunu hiç dert etmeyin. Ben bu üç kitaptan sadece Dorian Gray'in Portresi'ni okudum. Suat ile tanışmamız yarım kalmıştı, Mephistopheles ile hiç tanışmadık ama şimdi bu kitabı okuyunca bu iki eseri de bir an önce okumak istiyorum. Bu üç karakterin ortak özellikleri ise yazarların görüşlerinin bir kısmını belki de bir kısmından fazlasını yansıtmaları. Oscar Wilde romandaki karakterleri için şunu söylemiştir: “Basil Hallward, olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, insanların ben sandığı kişidir, Dorian ise belki başka çağda benim olmak istediğim kişidir.” Üç karakter de oldukça geniş bir açı ile incelenmiş ve hakları verilmiştir. Gerçekten bu kitapları okumadıysanız sizde de kitapları okuma isteği uyandıracaktır. Kötülük, estetik, Dorian Gray deyince de benim aklıma hemen Penny Dreadful dizisi geliyor. Kötülük desen var, estetik desen var, edebiyat desen var. Dizide işlenen bazı karakterler; Dorian Gray, Frankenstein, Dracula... artık gerisini siz düşünün. Belki de edebiyat ile bu kadar içe içe olan başka bir dizi yoktur. İzlemediyseniz mutlaka izleyin. Neyse toparlayacak olursak farklı bakış açılarına sahip olmak için Kötülük Estetiği'ni okumakta fayda var. Yazarın da emeğine sağlık diyerek kapatalım. Herkese keyifli okumalar...
Kötülük Estetiği
Kötülük EstetiğiHacer Selçuk · Ketebe Yayınları · 202229 okunma
··
2.357 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Selman Ç. okurunun profil resmi
Yazardan alıntı: "Kötülük iyilik için en büyük ilhamdır."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.