Gönderi

Saat 3.12
Saat 3.12... Genelde bu saatlerde insanlığın yarısından fazlası uykuda olur. Bende aynı şekil. Lakin insanın içini kemirince bir şeyler, uyuyamıyor. Benim ki uyuyamamaktan değil. Uyuyup bu saatte tekrar kalkıp uyuyamamak. Aylardır böyleyim. Belkide yıllar, belkide sadece günlerdir. Bilmiyorum... Beni bu hale getiren ne bilmiyorum. Hangi dert, sıkıntı bir insanı bu hale getirir. Bilmiyorum. Yalnızken neden ağladığımı, bir şarkı, bir söz, bir yol, bir gökyüzü manzarasının nasıl beni bu hallere soktuğunu anlamıyorum. Ben tek mi yaşıyorum bu duyguları yoksa başkaları da varmı? Saat yine 3.12. Yine uyanığım. Kalbim sıkışmış, nefes almakta zorluk çekiyorum. Beynim, kafamın içindekiler allak bullak. Başım dönüyor. Üstümü değiştirip dışarı attım kendimi. Hayatım boyunca ilk defa bu saatte dışarı çıktım. Sokak lambalarının loş ışıkları altında soğuktan titreyen ellerimle yakmaya çalıştığım sigaramı yaktım sonunda. Yürümeye başladım. Anıların çok olduğu yerlere yürüdüm. Van Gölünün kenarında yürümeye başlayalı 1 2 dakika olacak ki bir adam yaklaştı yanıma. Ve... "Selamun aleyküm Genç" dedi. "Bu saate tek başına ne yapıyorsun buralarda." Ve aleykümselam dayı dedim. Canım sıkıldı çıktım bi hava alayım dedim. Yok genç dedi senin hava almaya çıktığın yok dedi. Senin derdin başka sen nefes alamıyorsun, sen kendi canını kendin sıkıyorsun dedi. Düşüncelere boğuyorsun kendini. Kendinden çok hayatındaki insanlara çok değer veriyorsun, onları mutlu edip kendini üzüyorsun. Sen kendi kendine mahcup kalmışsın dedi. Bian bi sarsılma geldi. Sanki kurduğu her cümle bir darbe indiriyordu bedenime. Kendi kendime sayıklamaya başladım. Sen sen sen nereden biliyorsun dayı diyebildim sadece. Gözleriyle bankı işaret etti. Oturdum yanıma oturdu. Elini iç cebine attı gümüş bir kutu çıkardı. Bu kutuları biliyordum. Küçükken hep yaşlı adamların elinde görürdüm. İçlerinde bir miktar tütün ve kağıt vardı. Kutuyu açtı tütünün sardı. İçer misin? Dedi Yok, dedim sigaramı işaret ederek. Dayı, hafif kel saçları iyice beyazlamış, ellerinde belli belirsiz lekeler çıkmış altmışlı yaşlarda bir adamdı. Siyah bir ceketi grimsi bir pantolon vardı üstünde. Kırımızımsı birde kundurası vardı. Tam incelemeye iyice dalmışken birden söze başlayacağını belli etmek için boğazını temizledi. Ve söze şöyle başladı. Sabır, genç sabır. Herşeyin başı sabır. İnsanlar nankördür. Onları seversin, kollarsın, korursun, sayarsın. Onlar için herşeyi göze alıp yaparsın ama onlar hiç bir zaman karşılığında bir şey vermez. Belki sen hiç beklemezsin o karşılığı ama günü geldiği zaman kimse sana el uzatmaz. Kimse gözünün yaşına bakmaz. Kimse senin göz yaşlarını silmez. Bu zamanlarda en çok kendine sığın en çok Yaradana sığın Rabbine sığın. Sığın ki kimseye ihtiyacın olmasın. Sığın ki dimdik ayakta durabilesin. Sığın ki artık canın acımasın. Sana en başta sabır dedim ya. "Sabret çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. " diyor kitap. Sende sabret. Günü geldiğinde herkes sana geri gelecek. Seni sevdikleriden değil canları yandığı için geri gelecek. Senin onlara iyi geldiğin için gelecekler. İşte o zaman herşeyi iyice anlayacak ve kavrayacaksın. Tekrardan onları yanına alacak ve onların dertlerine derman olmaya çalışacaksın çünkü sen kötü değilsin çünkü sen bunların hepsini yaşadın. Ve dedi. Durdu uzunca bir süre konuşmadı. Saate baktım 6.43'tü dönüp bana bakıp gülümsedi. Geç olmuş dedi şimdilik bu kadar yeter. Kendine dikkat et Genç Allah'a emanet ol dedi ve kalktı. Arkasından baka kaldım sadece. Tam bir şey söyleyecekken döndü ve yarın yine aynı saate aynı yerde. Dedi tamam manasında başımı salladım. Neye uğradığıma şaşırmıştım. Sigaramı çıkarıp yaktım ve güneşin sırtımı usulca ısıtmasına izin verdim. Kalkıp yavaş yavaş yürümeye başladım ve eve doğru yol aldım. Yürürken dayının söylediklerini düşünüyordum ve nasıl bu kadar içime dokunduğunu anlamaya çalışıyordum. İçimden bir ses düşünme zamanı gelince anlayacaksın dedi. Bende onu dinlemeye karar verdim. Cebimden kulaklığımı çıkarıp taktım rastgele bir şarkı açtım. Kulağımda çalan yabancı bir şarkı "Are you ok" sözlerinin çevirisi beni derinden etkilediğini fark ettim. Bu şarkı, bu sahile gelmem, dayı, gecenin kör karanlığında uyanmam hepsi birer tesadüf müydü? Yoksa yukarıda benim için bir tür plan mı vardı? Herşey iyice birbirine karışmışken düşünmeyi bırakıp eve gittim. Vardığımda sadece uyumak geldi içimden uyudum. Belki de bir daha kalkmamak üzere uyudum. Ama biliyorum ki kalkarsam ben eski ben olmayacaktım...
··
290 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.