Gönderi

344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Sahip olmak yanlıştır, paylaşmak doğrudur.”
Slavoj Zizek
Slavoj Zizek
bir konuşmasında son yıllarda distopya kitaplarının, filmlerin artışından bahsederken ilginç bir tespit yapmış. Dünyanın değişeceğine, başka türlü bir yaşamın mümkün olduğuna o kadar az inanıyoruz ki, gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyleri hayal etmek daha kolay geliyor. Sahiden öyle midir? Ütopyalar, distopyalar, uzaylılar gerçek olsun, bizi bu hayattan kurtarsın diye mi düşünüyoruz? Ben bu kitapların yazılmasında bile umut görenlerdenim sanırım. Okuduğumuz kitaplardan yakaladığımız farkındalıkların, küçük büyük aydınlanmaların, başka türlüsü de mümkünmüş tespitlerinin yarattığı gelişimi önemsiyorum. Bundan sebep tüm ideolojilerden bağımsız, dünyanın en büyük devrimcilerinin iyi yazarlar olduğunu düşünüyorum.
Ursula K. Le Guin
Ursula K. Le Guin
, onlardan biri. Ve gerçeğin dışında düşünmek, madem ki biraz rahatlatıyor bizi, Ursula yıldızların arasında saklanıyor olsun, biz de onu bulalım. Buyrun Mülksüzler kitabına... ——— Mülksüzler kitabıyla ilgili, bu kitabın ütopya mı, yoksa distopya mı olduğuna dair bir tartışma var. Bilindiği gibi ütopya, gerçek hayatta olamayacak kadar ideal bir toplum biçimini ifade eder. Distopya ise onun antitezi olarak, özel hayatın ortadan kalktığı baskıcı toplum örneklerini işler. Ben Ursula Guin’in yarattığı iki gezegen sayesinde her ikisini de kaynaştırdığını düşünüyorum. Ana karakterimiz fizikçi Shevek, Anarres isimli anarşist ve bu gezegenin geçmişteki hali olan Urras isimli kapitalist gezegen arasında bir gidiş, bir dönüş olmak üzere iki yolculuk yapar. Biz de Shevek’in bakışından iki düzenin karşılaştırılmasını okuruz. Ursula Guin anarşist kimliğiyle tanınan bir yazar. Ama bu kitap bir anarşizm güzellemesi değil. Onun çetrefilli yanlarının da eleştiriye tabi tutulduğu bir kitap. Bence bu, kitabın ütopya mı distopya mı olduğundan daha ilgi çekicidir. Mülksüzler belki de insanoğlunun kendisine hiçbir zaman mukemmel düzeni kuramayacağının, hiçbir toplum yapısının ve ideolojinin mutlak kurtuluş olamayacağının itirafı gibi. Yazar iki dünyayı da öyle ironik betimlemeler ve öyle tarafsızca ve sorunlu bir şekilde anlatır ki, ikisini de tam sevemezsiniz. Ursula’nın kendi inandığı sistemi dahi kutsallaştırmadan silkeleyip ipe asması, hayranlık duyulasıdır. Değişime ve gelişime açık olmayan her ideolojinin zamanla inanca dönüşmesi kaçınılmazdır. Duran su çürür. İlerlemeyen toplum bir şekilde yozlaşır. Ursula Mülksüzler romanıyla bunu bize sorgulatır. ——— Kapitalist toplum Urras, toplumsal çatışmaların, hiyerarşinin, mülkiyetçiliğin hakim olduğu, Annares’teki insanların sahip olduklarına ulaşabilmek için esir olan insanların yaşadığı bir yerdir. Ama onlar da bilimsel gelişmelere daha açık bir yapıya sahiptir. Anarşist toplum düzenini temsil eden Annares, her ne kadar kimsenin işsiz, evsiz ve aç kalmadığı, sosyal sorumluluk ve paylaşım üzerine kurulu bir kültüre sahip, sahip olunan her şeyin paylaşıldığı, kimsenin emir alıp vermediği ve bireysel özgürlüğün hakim olduğu bir yerse de, baskıcı toplum düzeni burada da kendini gösterir. Yine de Annares anlatılırken yazılan şu cümle bir tarafa yakın tutar bizi: “Sahip olmak yanlıştır, paylaşmak doğrudur. Tüm benliğinden, bütün o geceler ve günler boyunca tüm yaşamından daha fazla neyi paylaşabilirsin?” ——— Bu kitapla ilgili, efsane olması mümkün olmakla birlikte, gerçek olmaması için bir neden olmayan enteresan bir bilgi okumuştum. Buna göre Ursula bu kitabı
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
’ye cevap olarak yazmış. Türkçeye
Ecinniler
Ecinniler
olarak çevrilen “the possessed” kitabında devrim için çalışan anarşistleri ruhu ele geçirilmiş, ruhunu şeytana satmış (Türkçesi beyni yıkanmış) olarak tanımlamış. Ursula da Mülksüzler kitabında anarşizm ile yönetilen anarres gezegeninde yaşayanları kastederek “the dispossessed” adını vermiş. Bu hem “mülksüzler” hem de “ruhu ele geçirilmemişler” anlamını içeriyormuş. Bu da yüz yıl sonra Dostoyevski’ye bir cevap olarak görülüyormuş. İlginç ve güzel bir ayrıntı. ———— Bu kitap benim Ursula Guin’den okuduğum ilk kitap. Çokça politik kitaplar okumuş biri olarak bu okumanın benim için kolay olacağına dair bir önyargım vardı. Ama açıkça söylemeliyim ki, öyle olmadı. Ursula’yla ilk defa tanışacaklar varsa, bu kitabın doğru bir başlama kitabı olmayacağını naçizane belirtmek isterim. Ama özellikle mülkiyet kavramıyla ilgili çok yönlü bir bakış açısına sahip, müthiş bir zeka ve yaratıcılık örneği olan bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. Keyifli okumalar...
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,5bin okunma
··
2.210 görüntüleme
Tamara okurunun profil resmi
Silme bezlerimizle gayet güzel edebiyat ve felfese de yapabiliyoruz :))çok güzel olmuş kalemine sağlık 🌺🦋🌸
Miheme okurunun profil resmi
👏👏
Emel Keleş okurunun profil resmi
❤️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.