Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Eylül Necip Bey yüreğini Suat hanıma kaptırmıştır. Ama şöyle bir durum var ki bence Necip Bey Suat’a aşık olmamıştır, Necip; Suat’la Süreyya’nın arasındaki o aşka hayran kalmıştır, başlarda olay dediğim gibi hayranlık üzerine kuruludur. Daha sonraları bu hayranlık sadece Suat’ın üzerine geçmiştir. Necip bey hayatı boyunca hep düşük ve aşağılık kadınlarla beraber olmuştur, bu yüzden tüm kadınlara “delila” demektedir. Yani tüm kadınları kötü ve iğrenç olarak aynı kefeye koymaktadır. Karşısına kocasına bu kadar sadık bir kadın çıkınca da ona hayranlık beslememesi olanaksızdır. Gizli gizli aşkını yaşayan Necip bir süre sonra gözleriyle Suat’a hissettiklerini anlatmaya çalışır. Bir gün üçü gezmek için dışarı çıkacaklardır, Suat eldivenlerini ve şemsiyesini piyanonun üzerine koyar, daha sonra onları almak için geldiğinde eldivenin tekini bulamaz, tekini Necip almıştır çünkü. Aradan geçen zamandan sonra Necip hastalanır; Suat onu görmeye gittiğinde ilk defa aşkının kıvılcımlarını orda belli eder. Biraz vicdan azabı biraz aşk derken bu aşk ikisini de yiyip bitirir. Suat onu unutmaya çalışırken ona bir küser bir de barışır; ve bunların hiçbirinden Necip’in haberi yoktur. Necip ise Suat’ı unutmaya çalışarak gününü gün eder, zamparalık yapar ve bolca içki içip sarhoş olur. Kitabın sonu ise trajik bitiyor Süreyya evde çıkan yangınla içeride mahsur kalıyor ve onu kurtarma çabasındaki cesareti de şaşırtmayacak şekilde Necip gösteriyor. Ve o yalı iki aşığa mezar oluyor. Şairin de dediği gibi “Eylül, ah işte eylül! Ne yapılsa nafile.. Bak, her şey bitti..”
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,4bin okunma
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.