İran'lı şair Furuğ'un adını duymuştum, bir kaç şiirini okumuştum fakat bu kitap ile adeta hayatına bir pencereden baktım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, "Esir Kuşun Şarkısı", Furuğ'un hayatının kesitlerinden ve şiirlerinden esinlenilerek yazılmış. Fakat gerçeğe çok yakın olduğunu, hayatını okudukça anlıyorsunuz. "Esir Kuşun Şarkısı" kitabında başlıca sevdiğim özellikler şunlar: -Merak uyandıran ve okurunu araştırmaya iten kitap benim gözümde değerli bir kitaptır. Bu kitap da beni hem Furuğ'un hayatını hem de bazı olayları araştırmaya itti. -Bir kitapta, kişinin hayatına çocukluktan ölüme şahit olmak beni hem çok etkiler hem de fazlaca sorgulatır. Genellikle yargıladığımız kişiler -davranışlar, sözler, bakış açıları açısından- yaşamının küçük bir kısmına şahit olduklarımızdır. Hayatının tamamına şahit olduğumuz birini o kadar kolay yargılayamayız ve hayatımızdan çıkarmak pek de kolay olmaz. Bu nedenle kitapta Furuğ'a; bazen hak versem de bazen sorgulasam da bazı davranışlarını kabul edemesem de onu doğrusu veya yanlışı ile bir bütün olarak kolayca kabullendim. -Yine bir kitaptaki bakış açılarının fazlalığı ne kadar çoksa beni o kadar çok etkiliyor. "Esir Kuşun Şarkısı" kitabı da bu konuda oldukça doyurucu. Bu kitabı merak edip okumaya karar verdiyseniz, muhtemelen Furuğ'un hayatını okuyacaksınız bu nedenle kitabın akışından bahsetmek yerine Furuğ'un karakterinden, kitaptaki alıntılar ile bahsetmek istiyorum. Bir kadın düşünün ki 1950'lerin İran'ında; "Ben kadın olduğum için dudaklarımdaki çığlığı susturup ciğerlerimdeki nefesi almak istediler ama sessiz kalamazdım." diyebilsin ve kadınların susturulduğu her alanda öne çıkmayı isteyecek kadar cesur olsun. Özellikle kadınların hizmet etmek, eş olmak, anne olmak dışında bir vasfının olmasının hayal bile edilemediği bir ortamda; "Onlar için yaşayabilirdim ya da kendim için yaşayabilirdim." "Seçim yapmak zor olmadı." bakış açısı ile özgüvenli bir şekilde, inançla yoluna devam edebilsin. Bu ve benzeri unsurlar Furuğ'un karakterini ortaya çıkarıyor. Birde bunların karşılığında ödenen bedeller var tabi ki. Mesela evladına annelik yapamamak, ondan tamamen ayrılmak zorunda kalmak gibi.. Bu ve bazı seçimleri tabi ki fazlaca sorguladım ve hatta kabullenemedim. Fakat bu seçimlerin hepsi idi Furuğ'u günümüze ulaştıran. Dönemin İran'ına bir pencereden bakabilmek, pek çok uç zihniyetin aynı anda kendi mücadelesinde olduğunu görmek; benzer mücadelelerin hala ülkemizde de yaşandığını görmek maalesef hem üzücü hem de hayatın bir gerçeği. Bir çok duyguyu aynı anda yaşatan güzel bir eser "Esir Kuşun Şarkısı", bu incelemeye tabi ki Furuğ'un bir şiiri ile son vermek yakışır.. "Tarar mıyım saçlarımı yeniden rüzgarlarla? Bahçeye mor menekşeler eker miyim? Sardunyalar dizer miyin pencerenin önüne, dışarıdaki gökyüzüne bakan? Şarap bardaklarına dans eder miyim? Kapı zilinin çalmasını bekler miyim yeniden? Bitti her şey, dedim anneme Olur hep böyle, dedim. Sen daha olmasını beklemezken Şimdi haber salmalıyız ölüm ilanı sayfalarına gazetelerin." İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına

Esir Kuşun ŞarkısıJasmin Darznik · Martı Yayınları · 2020177 okunma

·

400 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merve Avcı