Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Modernite'ye Dışarıdan Bakmak
Bismillah ve'l-hamdülillah Modernite hepimizin aşina olduğu bir kavram. Yani en azından Modernite denince hepimizin aklına birtakım şeyler geliyor. Şahsen ben de modernite hakkında birkaç basit bilgiye sahiptim ancak bu kitabı okuduktan sonra Modernite’nin neleri kendi başlığı altında topladığını fark ettim ve günümüz sıkıntılarının merkezinde onun olduğunun farkına vardım. // Bu kitabı okuduktan sonra artık bir ailevi sıkıntı mı gördünüz? Hoop! Alın size suçlu! Toplumsal bağların gevşediğini mi fark ettiniz? Başından beri bunun suçuydu hepsi! İşte size çok güzel bir günah keçisi. Bu şekilde bir düşünceye sahip olmak herkes için çok rahatlatıcı olurdu. Her ne kadar bu cümlelerin istihza olduğu anlaşılsa da bazılarının tamamen yanlış olmadıkları kitap okunduktan sonra anlaşılacaktır. Modernite’ye Dışarıdan Bakmak öncelikle beni çok etkileyen bir kitap. Hakkında söylemem gereken ilk şey bir başlangıç kitabı olmadığı. Kitabı okumak için Modernite hakkında bilgi sahibi olmaktan çok kitapta geçen kavramlara az-çok aşina olmanız lazım. Çünkü zaten kitap Modernite’yi anlamayı amaçlıyor. //En azından kapitalizm deyince “Türkiye’nin üzerinde oynanan oyunlar” ve komünist denince de "uzun bıyıklı somurtkan adam" dışında bir şeyin aklınıza gelmesi gerekiyor. Liberal denince sadece “bana karışmayın kardeşim” cümlesinin zihninizde yankılanması yeterli. Kitap “kaynakların taranmasına yönelik bilimsel bir çalışma” olarak tarif edilse de daha sonra akademik kaygılardan çok İslami bir kaygının güdüldüğü de ifade ediliyor. Bence bu bizim için kitabın albenisini arttıran bir şey. Çünkü kitapta da geçtiği üzere bir zihniyet olan modernite yine kendisi gibi bir başka zihniyet/projeksiyon sistemi temel alınmadan anlaşılamaz, ona dışarıdan bakmak mümkün olmaz. Bizim için bu zihniyet İslam’dır. Kitap 7 bölümden oluşuyor. Her bölüm kendisinden önceki ve sonraki bölümlerden bir şeyler içerse de her biri diğerlerinin sadece değindiği birtakım konulardaki detayları açıklıyor. İlk bölümde Modernite’nin ne olduğuna odaklanılıyor. “Modernite” veya “modern” kelimelerinin her zaman günümüzdeki olumlu anlamları çağrıştırmadığı tarihsel olarak gösteriliyor. Etimolojik açıklamalardan sonra Modernite’nin ortaya çıkmasında Aydınlanma düşüncesi ve Rönesans’ın etkilerinden bahsediliyor. Aynı zamanda Modernite’nin ne olduğu da bu bölümden sonra yavaş yavaş netleşmeye başlıyor. Bu bölümde modern-geleneksel ayrımının yapaylığının anlatıldığı bölüm çok hoşuma gitti. Modernite kendisini tanımlamak için bir “geleneksel” kavramı oluşturmuş ve kendisinde olmayan her şeyi ona yüklemiştir. Oysa kendisinde olduğunu söylediği şeyler de her toplumda az-çok görülen şeylerdi. //Kısaca bu bölümde “Modernite kimin nesidir? Anası-babası kimdir?” şeklindeki kütük sorularına cevap arıyoruz. Daha sonra nasıl bir çocuk olduğunu, karakter özelliklerini, ergenlik ve genç-yetişkinlik dönemlerini dinliyoruz. Bu arada ne kadar büyüse de ergenliğini atamayan bir genç olduğunu da fark ediyoruz. Çok aksi bi kere. İkinci bölümde Modernite hakkında edinilen temel bilgilerden sonra daha önce de biraz değinilmiş olan paradigmalarından bahsediliyor. Paradigma ne diye sorarsanız, “herhangi bir konuda bir öncül ilke olarak benimsenen, doğruluğundan şüphe edilmeyen ve tartışma dışında tutulan öngörülerdir.” Bunlar kısaca: Evrim, ilerleme, yenileşme, bilim ve bireyciliktir. İlk bakışta birçoğu alakasız gibi görünse de her birine ayrılan özel bölümlerde Modernite için ne ifade ettikleri ve ona nasıl tutarsız bir temel oluşturdukları anlaşılıyor. Çünkü bu paradigmalar kendi aralarında bile uyuşmazlık gösteriyorlar. //Bu bölümü okuyunca Modernite’nin nasıl içimize işlediğini fark edebilirsiniz. Çünkü kendisinin tartışma dışında tuttuğu bu kavramlar bizim de Modernite’yi eleştirirken, hatta İslam’ı savunurken dahi dikkate aldığımız, ters düşmekten kaçındığımız paradigmalar. Kitapta en çok kendimi sorguladığım ve temel bir fikri değişim yaşadığım bölüm burası oldu diyebilirim. Üçüncü bölümde Modernite’nin din ile ilişkisi ele alınıyor. Dördüncü bölümde ise Modernite’nin temel kurumlarından bahsediliyor. Bu kurumlar onun dünyadaki eli, kolu gibi bir şey. Mesela sömürgecilik ve kapitalizm bu kurumlardan bazıları. Dikkat çekici şeylerden birisi de bu temel kurumların tüm dünyaya yayılmaya çalışılması. //Bunlar tabiri caizse Modernite’nin çocukları. Bunlar Modernite’nin doğduğu yer olan Avrupa’daki insanların karakter özelliklerine sahip. Hristiyanlığın despot yönetiminden bunalan Avrupa insanı aydınlanma dedikleri dönem ile patlama yaşayıp bizim tabirimizle yularını nefsine ve şeytana teslim ediyor. Sonra da bu kurumlar ortaya çıkıyor. Kitabın en güzel taraflarından birisi bizim çoğu kere aynı zannettiğimiz kavramlar arasındaki ayrımı ortaya koyması. Yani belki bu çok normal bir şeydir ama benim hoşuma gitti. Beşinci bölümde de modernite, modernizm ve modernleşme arasındaki anlam ayrımından bahsediliyor ve modernleşmenin kendiliğinden gerçekleşmesi gibi durumların tutarsızlığı gösteriliyor. Altıncı bölümde postmodernizmin ne olduğu anlatılıyor. Postmodernizmin Modernite’ye karşı gözükse de onun sınırlarından çıkamayan bir eleştiri sistemi olduğunu öğreniyoruz. Son bölümde de bu kadar anlatılan Modernite’nin ortaya çıkardığı sorunlar belirtilip genel bir eleştirisi yapılıyor. Açıkçası bu eleştiriler diğer bölümlerde az-çok geçmiş olsa da bu bölüm özel olarak buna ayrılıyor. //Bu bölümde başlıyoruz Modernite’ye vurmaya. Şimdi biliyoruz ya neyin nesidir, neresi zayıftır, acımıyoruz kahpeye. Kitabı okurken hoşuma giden birkaç satırı sizinle de paylaşmak istiyorum: • “Modernleşme önce Avrupalılaşma, sonra batılılaşma, daha sonra da [daha kibar bir şekilde] modernleşme şeklinde ifade edildi.” (10) • “Modernite 15.yüzyıl sonrasında Avrupa’daki beşerî şartlar ile ortaya çıkmış bir bilinç durumudur.” (37) • “Gelenek, Modernite’nin kendisini tanımlayabilmek için ürettiği ve ‘başkası’nı ifade etmek için kullandığı bir olgudur.” (27) • “(Modernite bilgi üzerine kuruludur.) Her şeyi bilgi üzerine kurmak kalbin yerine kafayı, ahlakın yerine bilgiyi koymayı ifade eder.” (42) • “(Modernite’ye göre) toplumlar birtakım farklarla birlikte önce teolojik aşamaya geçer, sonra metafizik aşama ve sonra pozitifliğe ulaşırlar. Oysa bu açıklama Batı’nın sosyal-kültürel gelişiminin bir içselleştirilmesidir.” (73) • “İlerleme maddi olanla ilgilidir, manevi öğelerin ileriliğinden veya geriliğinden söz edilemez. İnsanlıkta ne kadar mesafe kat ettiğimiz ilerleme kavramıyla ifade edilemez.” (79) • “Sorunumuz sadece güneşin nasıl ışık verdiği değildir. Niçin ışık veriyor, çekirdek çevresinde belli bir hızla dönen elektron niçin hızı azalıp çekirdeğe yapışmıyor gibi sorularımızın tamamı cevapsız kalıyor.” (89) • “İnsanlar, komşularını tanımadıkları apartmanlarda otururlar, sıkça değişen büro ve fabrikalarda çalışırlar, tanımadıkları kişilerden aldıkları besinleri pişirirler. Lokantalarda tanımadıkları kişilerle yemek yer, daha önce hiç görmediği kişilerce doldurulmuş tiyatro ve stadyumlarda eğlenirler. Çocuklarını, çoğu tanımadıkları kişilerin etkinlik çevresi içinde yetiştirirler. Tüm bunlar sıkı dayanışmalı geleneksel toplum yaşamının tam bir karşıtıdır ve eskisine uygun veya onu açıkça karşılayabilen hayat örgüleri henüz gerçekleştirilememiştir.” (209) • “Günümüzde oluşumlar genel olarak aşkınlıktan uzaklaştıkça güç ekseninde gelişmiştir. Burada gücün tek arzusu vardır, bu da gücüne güç katmaktır.” (217) • “Müslüman, fiilen Modernite’nin bütün zihni verilerini benimsemek ama duygusal olarak ona karşı çıkmak gibi bir paradoksun içinde bulunmamalıdır.” (247) Kitabı okuduktan sonra Modernite’yi tanımış oluyorsunuz doğru, ama bununla birlikte çevrenize, dünyada gerçekleşen olaylara bakışınız değişiyor. Modernite’nin hâkim olduğu ve her yerde propagandasının yapıldığı bir çağda yaşıyoruz ve biz Müslümanlar ondan istesek de istemesek de etkileniyoruz. Eğer her tarafımızı sarmış bulunan bu kavramı iyi tanırsak kendi doğrularımızla karışmasına engel olabiliriz. Bundan önce ise kendi doğrularımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü kitapta da çok kere geçtiği üzere “İslam, kendisini bir şeyleri onaylama veya bir şeylere karşı olma üzerine inşa etmiş değildir. Onun için önemli olan kendi doğrularıdır.” Rabbim modern çağın Müslümanları olan bize rahmetiyle muamele eylesin. Âmin. Vesselam…
Moderniteye Dışarıdan Bakmak
Moderniteye Dışarıdan BakmakMustafa Aydın · Açılım Kitap · 200927 okunma
·1 quotes·
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.