Gönderi
"Ne sakladıklarını öğrenebilmenin tek yolu aralarına katılmak."
Merhaba sevgili kitap dostlarım bugün sizlere son zamanlarda okuduğum kitaplar arasında , en merak ve heyecan dozu yüksek, sarsıcı bir kitap olan ; Bedel Ödeyenler kitabı ile geldim.
Dedesinin rahatsızlığı nedeniyle, seneler sonra köylerine döneceklerini öğrenen Tarık'ın içinde , onu o köye çeken tanımlanması, anlatılması güç bir duygu, tuhaf bir his vardı.
Zamanın yaklaştığını içten içe hissediyordu, ama neyin zamanı olduğunu bilmiyordu.
Bazen bir ses onu çağırıyor, kulağına fısıldıyordu, hem çok tanıdık, hem çok yabancı bu sesin sahibi ile tanışacaktı, yakındı, biliyordu, vücudunun bir yerlerine gizlenmiş saatin tik taklarının geriye sayımı başlamıştı.
Ve şehirli Tarık haritadaki ismiyle Doluca ; çevre halkının ve yaşayanlarının söylediği isimle Delice, köyüne vardığında ait olduğu, çağrısını aldığı yere gelmiş olduğunu hissetti.
Küçük bir köy olan Delice'nin insanlarının yaşamları da küçüktü lakin büyük bir sırrı saklıyorlardı asırlardır, sırrın bedeli ağırdı belki bu yüzden köyün sokaklarında bu kadar çok tetik vardı, sadece bedel ödeyen erkeklerin bildiği bu sırrı Tarık öğrenebilecek miydi peki?
Tabii ki ne pahasına olursa olsun öğrenecekti, ödeyeceği bedel ne olursa olsun...
Ya siz; hazır mısınız bu sırrı öğrenmeye?
Unutmayın! sırrı öğrenmenin bedeli var, hazır mısınız Bedel Ödeyenler'e karışmaya, tanışmaya....
"Geceyi aydınlatan dolunayın çağrısını duyuyor musun? Elimi tut kardeşim, seni bir törene götüreceğim.
Bir yolculuk bekliyor bizi. Büyülü bir düş göreceğiz. Elimi tut kardeşim, birlikte büyüyeceğiz."
Kitabın yazarı @cxcandas ile tanışma kitabımdı. Muhteşem bir kalem tanıştığım için çokça mutluyum. Teşekkür ediyorum. Kalemi daim, okuyucusu bol olsun
"Ömer, mezarın başında gözyaşı döken oğluna baktı ve yaşadığı kayıpların acısıyla büyüdüğünü gördü onun. Çünkü her acı büyütürdü insanı. Gölün sularında bedel ödememişti oğlu hiç. Köyün adeti unutulup gitmiş, eski bir sırra dönüşmüştü. Ama işte şimdi, farklı bir bedel, sevgisinin bedelini ödüyordu Tarık. Büyüyordu. Herkes gibi. Öyle ya da böyle, bir bedel ödemeyen kim vardı ki dünya üzerinde? Deliceli olmak gerekmiyordu bunun için, insan olmak yetiyordu. Sahip oldığumuz herşey, uğruna ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bedeller kadar değerliydi çünkü. Hayatın kendisi bir geçiş töreniydi aslında ve herkes birer bedel ödeyendi. "
·
366 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.