Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Duygularımıza tercüman olmuş bir yazı!
Sevgili hocalarım, hoca adayı kardeşlerim! Girdiğin bu yol güllerle serili değil. Kimi zaman Nuh gibi onlarca yıl anlatacak ama bir araba dolusu insan bulamayacaksın! Bu yolda zenginlik, şöhret, fenomenlik, parmakla gösterilmek yoktur. Kimi zaman İbrahim gibi sürülecek, ateşe atılacak ve öz babandan şamarı yiyeceksin! Bu yolda belki aile saadeti bile bulamayacaksın! Belki yanı başındaki eşin, aynı yastığa baş koyduğun canın, sofrasında oturduğun ve hayat yoldaşın biricik hanımın sana saadeti tattırmayacak. Hazreti Lut'un karısının yaptığı gibi... Çok yorulacaksın. Aynı şeyi kırk defa söylemek zorunda kalacaksın. Gece olunca ağlayacaksın. Gündüz olunca geceyi özleyeceksin. Çok çalışacak ve belki de bir adamla yola devam edeceksin. Zekeriya gibi. Önce arkadaş çevren seni terk edecek. Hazreti Salih'e dedikleri gibi, sen eskiden böyle değildin. Çok arzulanan, arkadaşlık kurulan biriydin denilecek. Birer birer ayrılacaklardan senden. Bulunduğun yerin ileri gelenleri yanına gelecek ve tehditvari bir üslupla ayağını denk almanı isteyecek. Aksi halde sürüleceksin o diyar senin, bu diyar benim! Belki de "Hocaaaa, namazın mı paramıza istediğimiz şekilde iş yapmamıza mani oluyor? diye soracaklar. Namazını kıl ama paramıza ve ticaretimize karışma!" diyecekler. Şuayip peygambere dedikleri gibi. Sonra kardeşlerin senin hizmetlerini kıskanacak. Seni kör bir kuyuya atacak. Senin aleyhine işler çevirecek. Düşmanı uzakta beklerken yanı başından göreceksin. Dava arkadaşlarım dediklerinden dert göreceksin. Belki de Yusuf gibi ihanete uğrayacaksın. Sonra Firavun gibi bir adamla uğraşmak zorunda kalabilirsin. "Hoca, dinimizi bozma, ağzımızın tadını kaçırma, bu hoca buraya fitne çıkarmak için gelmiş!" diyecekler. Ya da ümidini kesip görev mahallini terk edeceksin izin almadan Yunus gibi! Yakalanacak ve geri dönmek zorunda kalacaksın. Belki de sofranda, sohbetinde oturan kişinin ihanetine uğrayacaksın İsa gibi... Belki de o kadar nazik, kibar ve sabırlı olmana, onlarca iyilik yapmana rağmen yine de nankörlük göreceksin Musa gibi... Ah değerli hocam ah ! Biliyorum, kaç gece, sabah olsa da bu işten vaz geçsem diye diye dua etmişsindir. Sonra belki küçük bir çocuğun, hocaam! Diye samimi seslenmesinden sonra vaz geçmişsindir! Bu yol zenginliğin yolu değildir. Bu yol refah yolu değildir. Bu yol, başardım caddesine çıkmıyor. Bu yol kralların sofrası değildir. Bu yol, otoban değildir. Bu yol patikadır, akabedir, zor yokuştur, dikenlidir, taşlıktır... Bu yol Allah'a çağıran bir yoldur. Gelmek isteyeni de olacak, gelmek istemeyini de olacak, gelmek isteyene engel olmak isteyeni de olacak... Sana dil uzatacaklar. Sen onlara de ki: Ben sizden bir ücret istemiyorum. Sana iftira edecekler. De ki: Ben, sizin alenen yaptıklarınızı yüzünüze vurmuyorken, siz nasıl olur da görmediğiniz bir hususta beni yargılarsınız. Ben, Rabbime tevekkül ettim. Onun hesabından korkarım. Evini taşlayacaklar, gönlünü taşlayacaklar, kalbini kıracaklar. Kalbin ne kadar kırılsa da Muhammed'in kalbi kadar kırılmış mı acaba? Sallallahu aleyhi ve sellem Onun kalbi ne çok kırıldı değil mi? Amcası kırdı kalbini, komşusu kırdı kalbini, aşireti ve kavmi kırdı kalbini. Suikastçiler ayarladılar. Sürdüler onu. Sonra münafıklar tat vermedi. Sonra yahudiler. Sonra namaza gelen iki yüzlüler kırdı onun kalbini... Ama kalbin ne zaman kırılırsa yanındaki garibana bak. O senin Bilal'indir. Yanındaki çocuğa bak. O senin Ali'ndir. Yanındaki mert insana bak. O senin Hamza'ndır. Yanındaki eşine bak. O senin Hatice'ndir... Sabredersen belki Halid'in de gelir, Abbas'ın da gelir hatta Ebu Süfyan'ın gelir... Kalbi kırık, gönlü yaralı hocam! Üzüleceksin ama kazanacağın şeyler, tüm üzüntülerini karşılayacak. Kırılacaksın ama her kırığın, rabbinin huzurunda şahidin olacak. Hocasın diye kız vermeyecekler. Belki kız, sana varmayacak! Hocasın diye belki gittiğin meclisler dağılacak. Hoca geldi, dağılın, ağzımızın tadı kaçacak diyecekler... Hocasın diye sana alaycı gözlerle bakacaklar. Hocaaaa, diye alaylı sesler duyacaksın... Bil ki, sen insanlara hakkı anlattığın için duyulmak ve görülmek istenmeyeceksin! Sen kimseye aldırmadan Nuh gibi gemini yap! Kimseye aldırmadan İbrahim gibi ateşi göze al! Kimseye aldırmadan Musa gibi denize kadar yol al! Kimseye aldırmadan İsa gibi cesur ol! Ve kimseye aldırmadan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem gibi müminlere karşı merhametli ol... Sakın, dava arkadaşlarına bakarak hayal kırıklığı yaşama! Sen, Allah katında yaptıklarından mesulsün. Başkasının yapmadıklarından mesul olmayacaksın. Sahte peygamber bile çıkmışken sahte mirasçılar çıkmaz mı? Peygamber miras olarak dinar ve dirhem bırakmadı. İlim ve dava bıraktı. Sakın ola ki, peygamber mirasını şahsi çıkarları için kullananlara bakıp ümitsiz olma! Sen herkesin yaptıklarından değil, kendi yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumlusun! Tüm dünyanın seni seveceği hayali ile yaşama! Sen, insanların bu dünyada seveceği şeyler anlatmayacaksın. Bu nedenle sevenin belki hiç olmayacak belki de çok olmayacak. Seni Allah sevdi mi tüm dünya sevmese de üzülme! Seni Allah sevmedi mi tüm dünya sevse de gururlanma! Allah’ın yardımı ne zaman gelecek diye soracak günler yaşayabilirsin! Bil ki, Allah'ın yardımı yakındır. Müminlere yardım etmesi haktır. Ama bu dünyada ama ahirette... Murat Padak
·
6,3bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.