Garden of the Moon
Yıllardır dilimize çevrilmesini beklediğim on kitaplık "Malazan Serisi" nin ilk kitabı az önce bitti. Peki beklediğime değmiş mi? Biraz ( üç yüz sayfa kadar ) sabrın sonucu olarak diyebilirim ki evet, değdi. Çünkü o kadar bilmediğim o kadar yeni bir evren ki zihin bunları anlaşılır bir düzleme oturtuncaya kadar oldukça zorlanıyor.
Çok fazla karakter, ırk, yer, tanrı, büyü sistemi siz daha ne olduğunu bile anlamadan ilk sayfa ile kucaklıyor sizi. Tavsiyem Malazan'ın kendisine ait bir wikipediası bulunmakta. Karakterleri betimleyen çizimler, karakterle ilgili ufak ayrıntılar seriyi okuma yolculuğumun bu ilk adımında oldukça yardımcı oldu.
Yazar özellikle karakterleri bizlere tanıtırken açık bilgiler yerine olaylar karşısında gösterilen tutum, davranış ve sözleri yorumlama görevini fazlasıyla okura bırakmış. Bu da kitabı okuyan kişilerin Malazan'ın çok farklı güzelliklerini görmesi açısından çok kıymetli.
Benim için Yüzbaşı Paran'ın öyküsü ön plandaydı. Kendisine verilen tavsiyeye uymayarak tanrıların oyuncağı haline gelen bu derin ve inatçı asker, tanıdığıma mutlu olduğum birçok özel karakterin arasından ön plana çıktı. Devam kitapları içinse elinde tuttuğu büyü engelleyici kılıç, Köprüyakarlar ile olan birlikteliği ve Yırtıkyelken ile ilgili olabilecek her şeyin vaadi ile sabırsızlığımın temel noktası.
Yazarın kitabın başında da dediği gibi çoğu okuyucu kitaba bir noktada sabredemeyerek yarım bırakacak. Ardından geride kalanlar ellerinde daha sonra okunacak olan binlerce sayfalık bir hazinenin anahtarı ile devam kitaplarını bekleyecek. O kalanlardan biri olduğum için çok mutluyum.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Steven Erikson
·
1,052 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.