Gönderi

Mısır edebiyatının en verimli ve ünlü dönemi belki de Orta Krallık'tır. XII. Hanedanlık hükümdarlarının kendilerini "meşru" hükümdarlar olarak gösterme ve yayma çabalarının parçası olan "sadakat edebiyatı" (ilk olarak 1 956'da Posener tarafından tanımlandı) kategorisi çok çarpıcıdır. Mısırlıların bütün öyküleri içinde en canlısı ve en popüleri olan "Sinuhe'nin Öyküsü"nün bile bu tarzla ilişkili olduğu düşünülmüştür, ama olası değildir (Baines 1982). Özyaşamöyküsü tarzında olan bu öyküde, 1. Ammenemes'in nedimlerinden birinin, kralın suikaste uğramasıyla kendini tehlikede hissederek canını kurtarmak için Filistin'e kaçışı, doğru yoldan sapan yerel bir kabile reisinin yanında üne ve servete kavuşması, sonunda 1. Sesostris tarafından bağışlanıp Mısır'a dönerek orada ölüp gömülmesi anlatılır. Daha genel anlamda Orta Krallık, dil ve edebiyat alanlarında klasik modeller ortaya koyan bir dönem olarak görülmektedir. Orta Krallık'taki hiyerogliflerin form ve aralıkları hayranlık uyandırmış, bu yazı biçimi kullanıldığı süre boyunca taklit edilmiş, daha sonra da okullarda öğretilmişti (Quirke'ten alıntı Bouriau 1988: 76}. Son derece duygulu bir edebiyat metni de ilk kez bu dönemde ortaya çıkan "Arpçinin Şarkısı" dır. Hayatın faniliğinden ve dünya mallarını öbür hayata götürmenin olanaksızlığından söz eder. Mısır'a ün kazandıran bütün gösterişin tersine, şarkılar Mısırlıların ölümden sonraki yazgıları hakkında duydukları belirsizliği gözler önüne sermektedir: Kral İntef'in mezar tapınagında yer alan şarkı, arpli şarkıcının önünde doğrulandı: Mutludur bu iyi hükümdar, Ölüm insanca bir kader. Ataların zamanından beri, Bir kuşak göçer, Diğeri kalır. Önceden tanrı olanlar mezarlarında uyuyor, Kutlu soylular da mezarlarında yatıyor. (Ne ki) mezarları yapanların, Yerleri bilinmiyor, Ne oldu acaba onlara? İmhotep ile Hardedef'in sözlerini duydum, Özdeyişlerinin hepsi naklediliyor. Ya onların yerleri? Duvarları dökülmüş, Yerleri kaybolmuş, Sanki hiç; varolmamışlar! Oradan gelen olmaz, İsteklerini söylemezler, Yüreklerimize su serpemezler, Biz de gidene dek onların gittiği yere! Bu nedenle ferah tut yüreğini! Unutkanlık yarar sağlar, Yaşadıkça yüreğinin sesini dinle! Başına mür yağı sür, Güzel ketenler giy, Bir tanrıya yakışan yağlar sürün. Neşeni topla, Yüreğini sıkma! Yüreğine kulak ver, mutlu ol, Yeryüzünde yüreğinin buyurduklarını yerine getir! Yas günü gelip c;attıgında Bezgin Yürekli (yani Osiris) onların ağıtını duymaz, Ağlayıp sızlamak kimseyi çukurdan kurtarmaz! Nakarat Tatil yap, Bundan bıkma! Bak, kimse malını öbür dünyaya götüremez, Bak, giden kimse geri dönmez!
Sayfa 225 - pdf
·
162 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.