Gönderi

350 syf.
·
Not rated
instagram:@kebikechatun
Alberto Moravıa, benim erken yaşlarda tanıştığım yazarlardan biri. Onunla ‘’Romalı Kadın’’ kitabı vesilesiyle tanışmıştım ve bu yüzden de farklı yaşlarımda kitabı elime alıp tekrar tekrar okudum ve her okuyuşumda puzzle çerçevesine yeni bir parçanın eklendiğini, metnin altının benim için gittikçe genişlediğini hissettim. Bu his bana bir kitabı, farklı yaşların bize kazandırdığı olgunlaşma ve düşünce dünyasıyla okumanın önemini bir kez daha vurgulamış oldu. Dolayısıyla çok değerli sanatçı Tuncel Kurtiz (1936-2013)’in de dediği gibi okunacak o kadar çok kitap var ki bir de bunları 2-3 kez okumak var. Biz yine de vakit buldukça aynı kitabı tekrar kurcalamayı ihmal etmeyelim. Gelelim kitaba, kitabın merkezindeki karakter yoksul bir işçinin kızı olan Adriana’dır. Kitap Adriana’nın çevresinde oluşur. Babası ölen Adriana, annesiyle birlikte çalışıp, ressamlara modellik ederek kıt kanaat geçinip gitmektedir. Güzel, cana yakın bir kadın olan Adriana’nın hayatındaki tek amaç, sevdiği gençle evlenip yuva kurmak, bir çocuk sahibi olmaktır. Hayatta çok sıkıntı çekmiş, çok çalışmış yoksul annesinin beklentileri ise bambaşkadır. Kızı genç ve güzel olduğuna göre, ne diye bu Tanrı vergisinden yararlanıp bolluk içinde yaşamasın, el üstünde tutulmasın? Annesinin, kendisinin geleceği ile ilgili tasarılarından habersiz bir şekilde Adriana, gelecek için parıltılı düşler kurar ancak kader onu hiç ummadığı bir geleceğe doğru sürükler ve böylece Adriana, hayat kadınlığına adım atar. Adriana’nın kurguda hayat kadını olarak devam etmesinin kitapta bir işlevi vardır. Adriana, hayat kadını olduktan sonra farklı kültür ve sosyal düzeyde kişilerle tanışır. Böylece yazar, Adriana’nın türlü erkeklerle ilişkileri vasıtasıyla toplumun tabularını, ikiyüzlülüğünü, entelektüel ve ahlaksal kokuşmuşluğunu eleştirir. Yönetici sınıfın zaaflarını ele alır, bu sınıfın kendini yenilemesi gereğini vurgular, bu yönde modern kültürden yararlanılmasını önerir, bir yandan da bu insanlarla alay etmekten geri kalmaz. Örneğin, kitaptaki yalınkat karakterlerden biri olan Adriana’nın annesinin felsefesi de yalınkattır, köşeyi dönme felsefesidir ve bu tutumuyla yazarın eleştiri odağında yer alır. Kitapta mekân ise, Birinci Dünya Savaşı ile İkinci Dünya Savaşı arası, Faşist yönetimin en çok ağırlığını duyurduğu Roma kentidir. Yani yazar, bir anlamda tarihsel gerçeklik zeminine oturttuğu kurgusunda toplumdaki farklı kültür ve sosyal düzeydeki kişileri Adriana ile karşılaştırarak dönemin sosyolojisini de tahlil eder. Son olarak feminist eleştiriye de malzeme sunan okumalarımdan bir tanesini daha tamamlarken edebiyatta hayat kadını temalı veya hayat kadınını bir karakter olarak tercih eden kitaplardan neler var diye düşünüce bulduğum birkaç örneği sizinle paylaşmak istedim. Kamelyalı Kadın’ın Marguerite’si, Sıfır Noktasındaki Kadın’ın Firdevsi; Türk Edebiyatı’nda ise, Henüz On Yedi Yaşında’nın Kalyopi’si, Sefile’nin Mazlume ve İkbal’i gibi örnekler arttırılabilir. Bu karakterler farklı yazarların kaleminden farklı akımların, etkisiyle çıkmış olsa da hepsinin ortak noktası meslekleri. Ben bu kitabı oldukça köklü ve çevirileri de bir o kadar sağlam bir yayınevi olan Cem yayınevinin 1995 baskısından okudum. Çevirmen ise Dr. Feridün TİMUR. …Keyifli okumalar…
Romalı Kadın
Romalı KadınAlberto Moravia · Cem Yayınevi · 199769 okunma
·
152 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.