Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Rivayet odur ki Konstantiniyye'de, Ayasofyanin en müstesna yerinde mündemiç "Meryem Ana, İsa ve Havarileri" tasvirli değerli bir tablo arzı endam ediyordu.Tablo Hristiyan dünyasının , bilhassa Doğu Hristiyanlığının asırlardır devam edegelen kutsal bir sırrını taşıyordu .O sır söyle ifade edilmişti:" Bu tablo bulunduğu şehrin hakimiyet simgesi ve koruyucu meleğidir.Her kim elinde bulundurursa o beldenin hakimi olur.O yer maddi ve manevi kalkan olup tüm insanlığın felahı için sığınaktır." Konstantiniyye'nin kuşatıldığı ,Bizans tekfurlarının bütün ümitlerinin azaldığı ve yavaş yavaş teslim bayrağını çekmek üzere oldukları vakit ,Konstantiniyye'nin Ortadoks patriği tablonun yerinden alınıp yüksek korunaklı bir yere saklanmasını salık vermişti . Tasinabilir ve değerli eşyaların hemen hemen hepsi bu kutsal tablo özellikle bırakılmıştı. Çünkü Konstantinapolis kaybedilse bile bir gün muhakkak hükümranlığın tekrar devam ettirileceğine dair sarsılmaz inançları vardi.Bu inanç kuvvetiyle tabloyu Ayasofya Mabedinin gizli bölmesine koyup gitmişlerdi. Hangi meraklının gayretiyle oldu bilinmez o tablo iki asır sonra gün yüzüne çıkar.Bunu haber alan Hristiyan dünyası Konstantiniyye'ye Vatikandan, Romadan, Rusyadan değişik yıllarda özel elçiler göndermesine,bazı bürokratik engelleri aşmalarina rağmen tabloyu götürmeye muvaffak olamazlar. İşte Reisulkuttap Kutay Efendinin ilk gör ev günü, ilk icraatı bu aklıevvellerin yoluna taş koymakla başlar. Genç kâtip ise tarihi değerin Devleti Aliyye'den çıkışına engel olduğunu düşünmektedir.Gorevinde üç gün çalışır çalışmaz azledilerek zindana atılır. Suçu ise vazifesi olmadığı devlet işlerine karışma , saray adap ve tesrifatina riayet etmeme, dirlik ve düzene karşı gelme olarak görülür.Beş yıl zindanbend edilmiştir Bursanın taş duvarlarının ardında .Ona sonsuz gibi gelen beş yıl. Ayağına bukağı vurulmamıış ,taş bağlanmamıştı ama bedeni bu dört duvar arasında prangalı kalmış hiçliğe mahkum edilmişti. Genç yaşında bağını bahçesini vuran bu donda neydi? Hayatının baharında meyve veremeden çiçekleri dökülmüş ,güz yaprakları gibi kurumuş ve meçhulün sert rüzgarıyla oradan oraya savrulmuştu.O tüm bunları zihin dünyasından tek tek geçirirken yanı başında bir adam belirir. Bir kahindir. Kutay Efendiyi tepeden tırnağa süzünce onun buralara ait olmadığını bu yerlerde ne aradığını sorar .Esrarlı bir adamdır.Kutay efendiye onu zindana attıran kişiyle karşılaşacağını ve çok acı çekeceğini söyleye söyleye ortadan kaybolur.Gün yüzünü gördüğü anda sırlı bir başlangıçla karşılaşmıştı.Bu gördüğü adam bir düş müydü yoksa hakikat mi?Bu adam geçmişten gelen tecrübeleriyle öngörüde bulunmuş olabilirdi .İyi ki yollarımız ayrıldı ,daha fazla da çekemezdim bu çelişkiyi diye düşündü.Bitmek bilmez tasavurlarla çevrili iç alemini dışa çevirir yürüdüğü yolları Bursayı doğduğu yerle karşılaştırıp bir benzerlik arar ne çok benzerlik bulur. Artık yabancısıdır bu kentin ,yıllarca gerisinde kaldığı bir hayat bekliyordu onu .Buna hazır mıydı?.Bundan sonrası için ne yapacaktı.Önüne bakıp bir çare bulmaktan başka bir seçeneği yoktu. Aklına babasının ve dedesinin yakinen tanıdığı Emir İhsan Efendi gelir.Emir İhsan tüccardır. Balatta babasının dükkanından getirilen mumlar burada işlenirken çeşitli şekil ,motif ve desenler verilmek için Bursa ya Emir İhsan Efendiye Koza Hana gönderilirdi. Bu Han II. Beyazıt tarafından yaptırıp o tarihe kadar işletilen tek mum dükkanıydı. Koza Han a Emir İhsan Efendi ye gitmeye karar verir.Ve böylece Kutay Efendi nin sırlarla dolu yolculuğu reisülküttaplıktaki kaleminin kırılmasının ardındaki hakikat perdesini aralayacak olan kapı açılmaya başlar. Bursadan Koza Hana ,Koza Handan Yarhisara, Yarhisardan İzniğe Emir İhsan Efendiye ulaşmak için başlayan bir yolculuktur bu .Yeryüzü hırstan kibirden yolunu kaybetmiş gözlerle doluyken bir elinde kuş figürlü asasıyla dolaşan bir derviş ,diğeri ise bulunduğu yeri yeşerten ,yürüdüğü yola hayat veren beyazlar içinde bir ihtiyar: Asalı Seyyah ve Şeker Reis. Koza Handan Asalı Seyyaha oradan da Şifacıya uzanan bitimsiz yol nihayete erdiğinde ruhun yalnız insana mahsus olmadığını ,zamanın mekanın ve eşyanında bir ruhu olduğunu kavrar.Gökteki yıldızların en parlak ışıltılarıyla yeryüzünde kıyama durdukları gibi onun da yazgısı bütün azalarıyla aşkın kıyamına duracaktı. Kutay Efendinin elinde bir emanet,bir düş ,bir de peşini bırakmayan sanrılar, yüreğinde de Emir İhsan Efendi gibi bir kilit taşı yollara düşer . Tek bir gayeyle çıktığı bu yolculuk ( Emir İhsan Efendiye ulaşmak) kainatın gizemini görmeyi sağlayan bir mana yolculuğuna dönüşür.Hakkın kulları bulmak için değil yolda oldukları için ararlar.Her daim bulamasa da aramaya devam ederler. Aşkı,sevgiyi ve kendini...
İnsiyak
İnsiyakMehmet Durmaz · Otantik Kitap · 2021170 okunma
··
981 views
Elif okurunun profil resmi
Şimdiye dek okuduğum en sistematik ve detaylı kitap incelemelerinden biri. Sizin de çok beğenerek okumuş olmanıza sevindim. Bize insanlığımızı ve kalbimizin yörüngesini gösteren nice güzel kitaplara.🤗
Nevin Durmaz okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Bugüne kadar nasıl göremedim, duyamadım bu kitabı? İlk defa tavsiye üzerine aldığım bir kitapta pişmanlık yaşamadım.Evet bazı kitaplar yörüngeyi bulduruyor ama sonradan birçok dış etki de o yörüngeyi şaşırtıyor.
Murat Durmaz okurunun profil resmi
Detaylı harika bir inceleme olmuş. Kalemine yüreğine sağlık 🌼
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.