Ağlaya ağlaya bitirdim biraz önce. Böylesine etkileyici hislerle yazılan bir intihar romanı… Aşkından ölmeyi göze alan bir adam… Karşılıksız olmayan bu aşkın diğer başrolünün ise elinden hiçbir şey gelmemesi… Hukuk stajyeri fakat asıl tutkusu resim çizmek olan Genç Werther, tesadüfen gittiği bir baloda başka biriyle (Albert) nişanlı olan Lotte ile tanışır ve o günden itibaren ızdırap dolu bir süreç başlar. Etrafındaki herkes ilk başta “Lotte nişanlı, sakın ona aşık olma!” dese de Werther’in sonu kaçınılmazdır. Aşk acısı bir yana, kitabın ortaları aynı zamanda ciddi bir toplum eleştirisi de içerir. Werther’in bunalımının ana sebebi Lotte’ye olan imkansız aşkı gibi görülür fakat Werther kalıplara sığmayan birisidir. Gittiği bir baloda soylular tarafından hor görülmesi, savaşmak için prensin yanına gittiğinde prensin ona savaş tutkusunun aslında geçici bir heves olduğunu iddia etmeye çalışması, annesinin bile sevdiği ve istediği işi yapmaya onay vermemesi, hatta mektuplaştığı dostu Wilhelm’in bile Werther’in çoğu görüşüne katılmaması gibi detaylar aşk acısının yanı sıra insanın yaşam enerjisinin söndürülmesinde oldukça yeterlidir, ki zaten Werther de sıklıkla hiçbir şekilde hayal gücünün eskisi gibi (tablolarında) işe yaramadığından bahsetmektedir. Kitabın başlarında aşkın ilk heyecanıyla ve tutkusuyla neşe dolu olan Werther doğayla da çok iç içedir. İlk sayfalarda hava hep güneşli, ağaçlar yeşil, nehirler berraktır fakat ilerleyen sayfalarda ortama iç bunaltıcı hava ve kasvet hakimdir. Ne olursa olsun kendinden başka hiçkimseye, özellikle de sevdiği kadına bir zararı yoktur Werther’in. Nahif kişiliği ve saygılı oluşu beni kendisine hayran bıraktı. Bu nedenle ilk defa okumuş olduğum Goethe’yi okumaya devam edeceğim… Kelimenin tam anlamıyla bayıldım. Tavsiye ederim, iyi okumalar.

Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,7bin okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğçe