Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
Cicero - Yasalar Üzerine / Alıntılarla inceleme
“Cicero – Yasalar Üzerine” İnceleme Yasalar üzerine uzun zamandır listemde olan, ince ama ağır olduğunu düşündüğümden bir türlü elime alamadığım bir kitaptı. Sonra karbon kitapların cep boy versiyonlarında hem fiyat bakımından hem çeviri bakımından bana uygun olduğunu düşündüğüm versiyonuyla karşılaştım. Bu sefer okumamak olmazdı. Genel hatlarıyla bu kitabın yazarının yaşadığı milattan önce 106-43 yılları göz önünde bulundurulduğu zaman etkileyici biçimde günümüz düşüncelerine benzer hatlar dikkat çekiyor. Dünya hukuk sisteminde, incelenmeye değer pek çok konuya değinmiş. Bu sebeple oturup altını çizdiğim, not aldığım cümleleriyle birlikte bu eseri değerlendirme ihtiyacı hissettim. Benimki hobi yüzeyselliğinde bir inceleme. Alanın da ustası değilim. O sebeple sürçü lisan eylersem affola. • “Bir çiftçinin ektiği hiçbir ağaç, bir şairin şiirleriyle ektiği ağaç kadar yaşamaz.”. Anlatılmak istenen esas husus metinlerin, yazıya dökülen düşüncelerin yaşam süresi. O dönemde yazılmış olan bu kitabı şu an elimde bulundurup, inceliyor olmam da bu sözün doğruluğunun bir göstergesi değil mi? • “Hukukun doğasını açıklamalı, onu insan doğasında aramalıyız.”. Bu cümle Cicero’ya göre hukukun kaynağı ve gerekliliğinin doğayı kaynak aldığını açıklıyor sanki. Hukuk, kurallar, emirler ve yasaklar doğaya uygun düşmedikleri takdirde bir şekilde eksik kalıyorlar. Gerçekle, doğayla uyumlu yasalarsa hem insanlık adına faydalı hem de ömrü uzun oluyorlar. Bu noktada kitabın 23. Sayfasında geçen “… adalet için doğduğumuzu ve adaletin fikirle değil doğayla sağlandığını açıkça anlamaktan daha değerli değil” sözleri de destekleyici nitelikte. • “… bir insan, bir şeyi başkası için istediğinden daha çok kendisi için isterse, artık orada dostluk var olmaz.” Bu bence hayata yönelik önemli bir anekdot. Hukuka uyarlaması tartışılabilir ancak benim özellikle altını çizme sebebim daha çok günlük hayatla ilgili. • İlk bölümlerde erdem, erdemlilik, doğruluk üzerinde oldukça fazla duran Cicero, “Dahası, onurlu ve iyi biri olma fikrinden etkilenmeyen, daha ziyade fayda ya da kâr amacıyla hareket eden bizler, iyi değil, kurnazız.” Demiştir 29. Sayfada. • “Ayrıca en aptalca şey, bir halkın kurumları veya yasaları tarafından onaylanmış her şeyi adil kabul etmektir.” (Sayfa 30). Burası bence oldukça can alıcı. Kendi döneminde bu cümleyi söyleyen Cicero’yu, en belirgin olarak Hitler döneminde Almanya’da uygulanan kanunların geçerliliklerinin tartışıldığı Nürnberg Duruşmaları doğrulamaktadır. Asıl tartışılan nokta savaş hukuku, insanlığa karşı suçlar olmakla birlikte; esasta o dönem yürürlükte olan kanunların mahiyetleri itibariyle aslında suç olan eylemleri emretmesi ve bu kanunlara uyanların suça olan iştiraklerinin tartışılmasıdır. En temelde düşünüldüğünde dönem Almanya’sında ilgili kanunlar uygun usulî aşamalardan geçerek oluşmuştur. Ancak emrettikleri şeyler adil değildir. Mahkeme kararlarından bu husus anlaşılmaktadır. • Bu konuda yorumum olmamakla birlikte, kitapta geçen şu cümle son derece katıldığım hususlar içerdiğinden yalnız alıntı olarak buraya ekliyorum: “Tanrılar, insanlığa bilgelikten daha zengin, daha olağanüstü, daha asil hiçbir şey vermediler. ….. En zor şeyi de öğretti: kendimizi bilmeyi. …. Toplum için doğduğunu anladığında, …insanlara rehberlik edecek, yasalar koyacak, kötüleri cezalandıracak, iyileri koruyacak, seçkin adamları övecek, …insanları olumlu davranışlara teşvik edecek, onları suçtan alıkoyacak, mağduru teselli edecek, …yiğit ve bilge adamların eylemlerini ve görüşlerini …kutsayacak.” • İkinci kitabın başlarında, cümle cümle alırsam olmayacak ama anlattığı konunun önemi sebebiyle çok beğendiğim bir husus var. Burada özetle yasanın yazılı olandan ibaret olmadığını, bilgelerin zihninde var olan ve iyi olmak için gerekli olan şeyler olduğunu açıklamıştır. Bu noktada kitabın hemen her noktasında özenle üzerinde durulan erdeme de dikkat çekmek gerekiyor. İyi insanların yasaları içselleştirmiş, sırf ceza korkusuyla değil, iyi ve doğru olan, doğaya uygun olan bu olduğu için onlara uymasını erdemlilik olarak vurguluyor. Yasanın da içerik olarak iyi ve doğruyu emretmesi gerektiğini, ancak böyle düzgün ve adil bir dünya elde edebileceğimizi söylüyor. Yine yapılan yasaların içeriklerinin anlam ve kapsam bakımından halka anlatılması, açıklanması gerektiğini söylüyor. • Bir de esas itibariyle felsefi noktadan uzak olmakla birlikte, yemin delili hakkında söyledikleri bir aydınlanma yaşamama sebep oldu. Günümüzde uygulanan kanunlara göre de yemin delili kesin deliller arasındadır. Tanıkların da dinlenirken yemin etmeleri istenir. Özellikle tanıkların yeminin de duruşmada uygulanırken hâkim dahil herkesin ayağa kalkması her zaman dikkatimi çekmiştir. Burada yemine verilen önemin Tanrı’nın şahitliğine dayandırıldığı açıklanmış. Bu da verilen hususi önemi ve saygıyı açıklıyor. Belki gerekçe olarak başka ek konular da vardır ancak felsefi olarak dayanılan bu nokta oldukça etkileyici. • “Kötü işlere müdahale eden vatandaş, toplumun kurtarıcısı sayılsın.”. Uzaktan benzer uygulamalar var olsa da (kaybedilen parayı bulup sahibine teslim edenin ödüllendirilmesi gibi), yaygın olarak bunu pek uygulamıyoruz. Aslında gerçekten suçların açığa çıkmasında, işlerliği engelleyen, güveni sarsan hususların ortaya çıkarılıp halledilmesinde katkısı olanların üst bazı konularla ödüllendirilmesi gerçekten kanunlar ve toplumun daha çok bağdaşmasını sağlayabilir, kurallara uymanın ve kuralları gerçekleştirmenin teşvik edildiği bir yaşam oluşturabilir. • Yine dikkat çeken bir diğer nokta, kitapta yazılan genel geçer kuralların günümüzde önemini koruyor oluşu. İnsan okurken milattan öncesinde bu hususların düşünülmüş olmasına hayret edemeden geçemiyor. Çok büyük değişiklikler olmadan bizler hala bu eserde de sayılan ‘tek şahsı ilgilendiren kanunlar yapılmaması’, ‘ihalelerin güvenilirliği için usuller’, ‘kamu görevlilerin hediye almaması veya vermemesi’, ‘cezanın suça uygun olması’, ‘kapalı oy açık sayım ilkeleri’ kurallarını uyguluyoruz. Temel ilkelerden sayıyoruz. Tüm bunlar kitabı okurken en çok dikkatimi çeken noktalar. Ancak önemli tüm noktalar değil. Altını uzun uzun çizdiğim güzel, hatta hala tartışmalı olan konulara da değiniyor. O dönemlerde de düşünülmüş olmasına şaşırdığım konular gibi, hala net bir cevap bulamadığımız soruların olması da oldukça ilgi çekici. Gerçi sosyal bilimlerde net bir cevap, kesin bir doğru yoktur. Bu sebeple belki de net ve kesin bir doğru aramakla yapıyoruz hatayı. Çok ince, çabucak biten, bence çok şey anlatan bir kitap. Cicero’nun bireysel olarak dönemin olaylarına verdiği cevapları, dokundurduğu hususları ilgi alanım dışında saydığımdan çok da üzerinde durmadan okudum. Ancak dipnotlarda ilgisini çeken okurlar için açıklamalar var. Çevirisini güzel buldum. Benim okuduğum Ezgi Yavuz çevirisi. Karbon kitapların cep boy basımlarından aldım, yani fiyatı da çok çok uygun. Cicero, özellikle hukuk alanında önemli bir isim. Okunması, değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Yasalar Üzerine
Yasalar ÜzerineMarcus Tullius Cicero · Karbon Kitaplar · 2021923 okunma
·
345 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.